Son zamanlarda içimde ince bir fısıltı dolaşıyor…
Son zamanlarda içimde ince bir fısıltı dolaşıyor…
İnsanların hâllerine, birbirleriyle kurdukları ilişkilere, işlerine, dostluklarına, hatta en temel sorumluluklarına bakınca; her şeyin üstünde bir fazlalık, bir yapaylık, bir göstermelik hissi bırakan bir fısıltı…
Kimse olduğu gibi değil sanki.
Olmak istediği hâli parlatıyor, içindekini saklıyor.
Belki de bu bir korunma biçimi, belki ayakta kalmanın bir yolu…
Ama bu çabada insan kendine yabancılaşıyor; özü geride kalıyor, sade olana mesafe büyüyor.
Hayatın yüklerini taşımak zorlaştıkça, insanlar en çok eksik olduklarını gizlemek belki.
Gösteriş, bir çeşit örtü gibi; tavizler de o örtünün altında verilen sessiz bedeller gibi…
Ve her yerde garip bir en olma isteği:
En haklı, en iyi, en başarılı, en çok bileni oynama çabası…
Ama tüm bu en’lerin arasında unutulan şeyler var:
Sadelik, saygı, gerçeklik, iyi niyet, nezaket…
İnsanın insana değdiği o en yalın, en temiz yer.
İşte bu yüzden, içimdeki o fısıltı bazen daha da belirgin duyulur oluyor:
Keşke herkes biraz daha sahici olsa…
Keşke hepimiz kendimizden çok uzaklaşmasak.
Belki artık yeterince durup düşünmüyoruz; içimizi susturup dış seslere kulak veriyoruz.
Belki ideallerimiz eskisi gibi bizi taşıyamıyor, ya da biz onları taşımayı unuttuk.
İnsanın içinde bir şey eksik kalınca, adı konmasa bile ağırlığı hissediliyor.
Fısıltı da tam orada başlıyor zaten:
Anlatamadığımız yerden, açıklayamadığımız duygudan, içimize sıkışan o küçük boşluktan…
Şöyle de düşünüyorum bazen:
Belki bizi olduğumuz yerden uzaklaştıran, o sahici yanımızı elden alan şey; güce duyduğumuz o sessiz hayranlık… Kimbilir.
Güce yaslanmak kolay geliyor, güçlü görünenin yanında durmak güven veriyor.
Kimi zaman güce yaklaşmak istiyoruz, kimi zaman ona teslim oluyoruz.
Böyle olunca da sahici olmanın bütün ağırlığı üzerimize çöküyor; çünkü gerçeklik emek ister, güç ise çoğu zaman sadece görüntü!
Belki de bu nedenle hepimiz, fark etmeden, parıltının peşine düşüp sadeliği gözden kaçırıyoruz.
Oysa insanı gerçekten ayakta tutan, gösterişli olan değil; içten, temiz ve sahici olandır.