Siteniz Cloudflare kullanıyorsa, acil durum sayfanız var mı? Hiç test ettiniz mi?
Bugün sabah saatlerinde yaşanan bir kesinti, birçoklarımız için sıradan bir bağlantı problemi gibi başladı. Siteler açılmıyor, sayfalar yüklenmiyor, servisler cevap vermiyordu. İlk tepki elbette hep aynıdır: "İnternet mi gitti?" Modem fişi çekildi, farklı tarayıcı denendi, VPN açıldı... Ama nafile.

Meğer sorun bizde değilmiş.
Sorun Cloudflare'daymış.
Ve işte o an, biz dijital dünyanın ne kadar birbirine bağlı, ne kadar kırılgan ve aslında ne kadar tek merkezli hâle geldiğini yeniden fark ettik.
Peki Cloudflare nedir?
Cloudflare, basitçe söylemek gerekirse, milyonlarca sitenin hızını artıran, güvenliğini sağlayan ve onları siber saldırılara karşı koruyan bir tür dijital trafik polisi. Dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar ile web siteleri arasındaki trafiği yönlendirir, filtreler, sıkıştırır ve gerektiğinde durdurur.
Bugün ChatGPT, X (eski adıyla Twitter), kripto borsaları, oyun platformları ve elbette bizim gibi birçok içerik sitesinin altyapısı Cloudflare üzerinden çalışıyor. Çünkü Cloudflare hızlı, güvenli, ucuz ve her yerde. Peki ya çalışmazsa?
Bugün çalışmadı.
Haber.tr olarak biz de bu kesintiden doğrudan etkilendik. Tam üç saat boyunca sitemize erişim sağlanamadı. Gerekli tüm içerikler hazırlanmış, yayına alınmıştı. SEO çalışmaları tamamlanmıştı. Ama ne fayda? Site açılmadı. Çünkü sunucu ayarlarımızda trafik Cloudflare üzerinden geçmek zorundaydı.
Oysa ilginç bir detay daha vardı:
Bazı eski veya az bilinen siteler çalışıyordu.
Hatta kendi test sunucularımız, direkt IP ile çalışan projelerimiz açıktı.
Yani problem Cloudflare’dan yönlendirilen trafikle ilgiliydi.
Bu bize şunu çok net gösterdi:
Tek bir merkeze bağlı olmak dijitalde görünmez bir zayıflık yaratıyor.
O zaman neden Cloudflare kullanıyoruz?
Çünkü normal şartlarda Cloudflare harika bir çözümdür.
-
Dünya genelinde CDN (içerik dağıtım ağı) desteği sunar.
-
DDoS saldırılarını engeller.
-
Siteyi hızlandırır, önbellekleme yapar.
-
SSL sertifikası sağlar, DNS yönetimini kolaylaştırır.
Kısacası hem hız hem güvenlik için oldukça etkili bir çözümdür. Hele ki bizim gibi içerik yoğun siteler için çok ciddi avantajlar sağlar.
Ama işte bugün yaşadığımız gibi bir kesinti, bu avantajların ne kadar tek noktaya bağlı olduğunu, o noktada bir sorun çıktığında tüm sistemin durabildiğini açıkça gösterdi.
Bugün ne öğrendik?
Bugün aslında hem teknik hem stratejik hem de insani bir ders aldık.
Ne kadar güzel içerik üretirsen üret, siteni ne kadar iyi optimize edersen et, kullanıcı seni göremiyorsa o emek görünmez kalır.
Dijitalde sahiplik kavramı karmaşıktır. Alan adın senin olabilir, yazılım senin olabilir, ama altyapın bir başkasına bağlıysa, bağımsız değilsin demektir.
Alternatif planlar artık lüks değil.
Statik yedek sayfalar, acil durum CDN’leri, yönlendirme otomasyonları... Bunlar bugünün değil, dünün planları olmalıydı.
Ben bugün kendi adıma şu kararı verdim:
Kendi projelerimde, ne kadar global sistem kullanıyor olsam da, bir “B planı” mutlaka olacak.
Kullanıcıya “erişemiyorum” dedirtmemek için gerekirse sade ama işlevsel bir sayfa göstereceğim. Gerekirse statik içerikle geçici yayın yapacağım. Ama sistem tamamen sessiz kalmayacak.
Haber.tr gibi bir haber sitesinin üç saat yayında olmaması sadece bir “erişim hatası” değildir. Bu, güven kaybıdır. SEO kaybıdır. Ziyaretçi kaybıdır. Ama en çok da emek kaybıdır.
Ve bu yüzden dijital işler yapan herkesin, altyapı konularını sadece teknikçilerin işi gibi görmekten vazgeçmesi gerekir.