Sağlık

Tedavisi olmayan sessiz salgın: Otizm! 30 çocuktan 1'inde görülüyor

Meclis Komisyonu, 20 yıl önce 2 bin 500'de bir görülen otizm sıklığı bugün 30'da bire kadar yükseldiğini paylaşarak otizm tehlikesine dikkat çekti. İşte tedavisi olamayan sessiz salgının dikkat çeken detayları...

Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, TBMM Komisyonuna yaptığı konuşmada ülkemizde hızla artan otizm vakalarına dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. 

Kahramanmaraş'ta ilginç olay! Ameliyat olurken İstanbul'u gezdi

'Delirten hastalık' kâbusu! 3 yıl boyunca çare aradı

HER 30 ÇOCUKTAN 1'İ OTİZMLİ 

Mustafa Otrar, 20-25 sene önce 2 bin 500'de 1 görülen otizm vakalarının, şu an her 30 kişiden 1'inde görüldüğünü belirterek, sürecin açıklanamayacak bir hızla yükseldiğini vurguladı. 

Bu oran dünyada 100'de 1 olarak bilinirken, Türkiye'deki durumun ciddiyetini gözler önüne serildi. 

Her yıl 10 bin çocuğun özel eğitime ihtiyaç duyduğunu aktaran Otrar, son beş yılda 93 bin 447 öğrencinin otizm teşhisi aldığını söyledi.

Otrar yaptığı açıklamada, 'Bu yıl kasım ayı itibarıyla 11 bin 782 çocuğa otizm teşhisi kondu. Bu, yıl sonunda 12-13 bini bulacak.' diyerek rakamsal olarak verileri paylaştı. 

Hâlihazırda 428 bine yakın otizmli çocuğun kaynaştırma eğitimlerinden yararlandığını belirten Otrar, şunları kaydetti: 

'Doğrudan özel eğitim kurumlarında eğitim alan öğrencimiz 67 bin 811, özel eğitim sınıflarında eğitim alan öğrencimiz 97 bin 925, yaklaşık 11 bin öğrencimiz evde eğitim hizmeti alıyor. 537 öğrencimiz de hastane sınıflarında eğitimlerde yararlandırılıyor. 33 ilimizde 102 hastanede eğitim veriliyor. Okul öncesi eğitim kademesinde 281 kurumumuz var, 3 bin 263 öğretmenimiz 8 bin 19 öğrencimize eğitim veriyor.'

BİR MİLYON OTİZMLİ VAR

Otizm sayılarındaki artış sebebiyle ilerleyen yıllarda eğitim konusunda daha fazla ihtiyaç duyulacağını öngören Otrar, 'Kaynaştırma eğitimi alan öğrenci sayısı, 2030 yılında, 750 bine çıkıyor. 2050 yılında bir milyonu geçecek.' dedi. 

Komisyonda konuşan Türkiye Otizm Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Sedef Erken de Türkiye'de otizmli sayısının 1 milyona yakın olduğunun tahmin edildiğini kaydederek, 'Türkiye'de bizim bilmediğimiz, hiç rapor almamış, raporları zihinsel engelli görünen belli bir yaş ve üstü çok sayıda otistik var.' diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti. 

BOŞANMA ORANLARINI DA ETKİLİYOR

Otizmli bireylerin eğitiminden bakıma her konuda sıkıntılı süreçleri olduğunu vurgulayan Erken, bu sorunun aileleri de yıprattığını ve otizmli aileler içinde boşanma oranının yüzde 80'e ulaştığını bildirdi.

Özel eğitim sınıflarında her türlü olumsuzluğa karşı kamera sistemleri kurulması gerektiğini dile getiren Erken, otizm ile ilgili bir veri tabanı oluşturulması gerektiğini belirterek, önerilerde bulundu.

Asistanlı yaşam sistemi kurulmalı.

Aynı aile hekimi gibi her engelli bireyi olan ailenin bağlı bulunduğu bir sosyal çalışmacısı olmalı.

Bu kişilerin dosyaları hazırlanmalı.

Sosyal çalışmacı bu kişileri gerektiğinde üç ayda bir, gerektiğinde senede bir onların problemlerinin ve çözümlerinin ağırlığına, hafifliğine ya da ihtiyaçlarına göre planlayabilmeli.

GÖRÜNTÜLEME VE TAHLİLLE TEŞHİSİ KONULAMIYOR

Otizm, ilk 3 yaş içinde ortaya çıkan ve ömür boyu süren, özellikle sosyal ilişkiler kurma ve sürdürmede zorluklara sebep olan gelişimsel bozukluk olarak tanımlanıyor. 

Otizmin kesin sebebi bilinmemekle birlikte, tek bir sebebi de bulunmuyor.

Yapılan araştırmalarda otizmin sebebi genetik ve genetik olmayan veya doğum komplikasyonları, viral enfeksiyonlar ve çevre kirliliği gibi çevresel etkiler olarak görülüyor.

Doğum komplikasyonları ve bazı toksinlere maruz kalma gibi durumlar otizm riskini artırabiliyor.

Farklı kromozomlardaki 100'den fazla gen, farklı şiddette otizme neden olabiliyor.

Beyin fonksiyonlarını ve hücre iletişimlerini bozan, nadir de olsa bazı genetik, nörometabolik (beyin kimya bozuklukları) hastalıklarda veya epilepsi gibi durumlarda, küçük yaştan itibaren dijital dünyaya adım atanlarda otizm bulguları görülebiliyor.

Otizm için tipik belirtiler, göz temasından kaçınma, sözlü ve sözsüz iletişim kurmada güçlük, tekrar eden sesler ve hareketler, adı ile seslenilmesine tepki vermeme, belirli görüntülere, seslere, kokulara, ışıklara veya fiziksel temasa karşı duyarlılık, davranış, yeme içme ve hareketlerde takıntılı olma şeklinde karşımıza çıkıyor.

ERKEK ÇOCUKLARINDA DÖRT KAT DAHA FAZLA 

Teşhisi anne karnında mümkün olmayan otizm, kız çocuklarına oranla erkek çocuklarda dört kat daha fazla görülüyor.

Bunun sebebi tam olarak bilinmiyor.

Otizm teşhisi laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleriyle konulamıyor.

Teşhis, çocuk psikiyatristi tarafından çocuğun gözlemlenmesi, aileye bazı soruların sorulması ve gelişim testleriyle alınabiliyor.

Ayırıcı tanı, eşlik eden hastalıklar yönünden gerekirse kan tahlilleri, nörolojik, kulak burun boğaz, metabolik hastalıklar için başka uzmanlık alanlarından konsültasyon istenebiliyor.

Ayrıca otizmi tamamen ortadan kaldırmayı sağlayan herhangi bir tedavi yöntemi bulunmuyor.