Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, ABD dahil 7 ülkeyle birlikte Doğu Akdeniz'de geniş kapsamlı 'NEMESİS 2025' tatbikatı düzenledi.
Tatbikat, 1.7 milyar varil petrol ve 3.5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi tespit edilen bölgede icra edildi. Tatbikatta, 'enerji kaynaklarına yönelik düşman saldırısına karşı savunma' senaryosu uygulandı.
ABD ve İsrail'in başı çektiği tatbikata İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Mısır katıldı. Tatbikatın Yunan mitolojisindeki 'intikam tanrıçası' Nemesis'ten adını alması dikkat çekti.

KKTC'Yİ DIŞLAMA KÜSTAHLIĞI
Tatbikat, KKTC'nin de ekonomik hak sahibi olduğu Doğu Akdeniz parsellerinde gerçekleştirildi.
Tatbikatta 'düşman kuvvetlerinin etkisiz hale getirilmesi' ve 'kaynaklara saldırı halinde savunma' senaryoları denendi.
GKRY Savunma Bakanı Vasilis Palmas, tatbikatın (Güney) Kıbrıs'ın jeopolitik önemini artırdığını söyledi.
Palmas, uluslararası iş birliğinin 'insani, barışçıl ve askerî görevler açısından' önem taşıdığını belirtti.

NORVEÇ 65 YILLIK SİLAH AMBARGOSUNU KALDIRDI
Tatbikatın yanı sıra bölgeyi hareketlendirecek bir gelişme daha yaşandı.
Avrupa Biriği ülkesi Norveç, 1959'dan beri yürürlükte olan GKRY'ye yönelik silah ambargosunu kaldırdı.
GKRY lideri Nikos Hristodulidis, kararı 'ikili savunma iş birliğinde yeni dönem' olarak değerlendirdi.
Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile görüşen Hristodulidis, 'Bu karar, Kıbrıs-Norveç savunma ortaklığını güçlendirecek' dedi.
KKTC'DEN SERT TEPKİ
KKTC Dışişleri Bakanlığı, Norveç'in kararına sert tepki gösterdi.
Açıklamada, Norveç'in kararının, bölgede kırılgan hale gelen dengeye zarar verdiği kaydedildi.
Bakanlık, Norveç hükümetini Kıbrıs Rum tarafının silahlanmasına imkan tanımaktan vazgeçmeye davet etti.
Açıklamada, 'Norveç hükümetinin Kıbrıs Rum tarafının silahlanmasına imkan tanıyan bu kararı, Doğu Akdeniz'de her geçen gün giderek kırılgan bir hal alan mevcut hassas dengeye son derece zarar veren nitelikte olup, bölgedeki istikrar ve güvenlik ortamına katkı sağlamaktan oldukça uzaktır. Şüphesiz, Ada'da kalıcı barış ancak iki halkın eşit haklarının tanınması ve karşılıklı güven ortamının tesisi ile mümkün olabilecektir. Bu türden tek taraflı kararlar bu hedefe ulaştırmayı zorlaştırmakta, mevcut durumu tehlikeye sokmaktadır.' ifadelerine yer verildi.





