Haber7
Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Şahinbey Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 9. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından katılan 51 üniversiteden 150 bilim insanı bir araya geldi.
'Kur'an Kainatı Okuyor' isimli kongre, Bilimler Işığında Yaratılış Derneği koordinasyonuyla fen bilimlerinden sosyal bilimlere, tıptan mühendisliğe, psikolojiden ilahiyata kadar geniş bir yelpazede yürütülen oturumlar, insan ve kâinatın anlamını bütüncül manada yeniden detaylarıyla düşünmek açısından güçlü bir zemin oluşturuldu.
Kongrede sunulan tebliğler, Kur'an'ın kâinata anlam kazandıran mesajları ile bilimlerin ortaya koyduğu düzen, ölçü, oran, matematik, yasalar arasında hayrete düşürecek düzeyde son derece uyumlu bir ahengin bulunduğu vurgulanırken kâinatın işleyişini inceleyen bilimler ile kâinatın sırlarını okuyan ve bildiren vahyin aynı hakikatin iki yüzü olduğunu ortaya koydu.
'KUR'AN KAİNATI OKUYOR'
Kongrede, 'Kâinat, tesadüf ve gelişigüzelliğin değil; sonsuz bir ilim, irade ve kudretin ürünü olduğu, genetik, embriyoloji, kozmoloji, kimya, biyokimya, istatistik, fizik ve sosyal bilimler gibi farklı disiplinlere ait oturumlarda sunulan bulgularla; canlı ve cansız bütün varlıkların büyük bir ölçülülük, hikmet ve ince ayar içerisinde yaratıldığı ve dolayısıyla bütün bunların tesadüfle açıklanamayacağı anlaşılmıştır'
Kongrede bilim insanları eşliğinde yaratılışın 'bütün varlıkları kapsayan evrensel bir ilkedir' denilerek, bir hücrenin iç düzeninden yıldızların hareketine, bitki birliklerinden insan ruhunun derinliklerine kadar her alanda gözlenen sistematik yapı; kâinatın başıboş olmadığını ve yaratılışın her an devam eden kesintisiz bir faaliyet olduğunu göstermekte olduğu sonucuna varıldığı,
Bilim, varlığın nasıl işlediğini; vahiy, varlığın neden var olduğunu açıkladığı, kongre boyunca bilimsel yöntemlerin, gözleme dayalı araştırmaların ve disiplinler arası analizlerin ortaya koyduğu 'nasıllar', Kur'an'ın sunduğu 'niçinlerle' bütünleştiğinde, insanın yerini ve sorumluluğunu anlaması mümkün hâle gelmektedir. Anlamı dışlayan bilim, amacını kaybeder.
Kâinat madde ile sınırlı olmayan estetik bir bütünlük taşıdığı, istatistikten optiğe, biyomekanikten kuantuma kadar sunulan çalışmalar; ölçü, oran, düzen ve hesap kavramlarının kâinatta sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik bir bütünlük taşıdığını göstermiştir. Bu estetik ve işlev birlikteliği, kâinatın salt madde olmadığını açık bir şekilde ilan etmektedir.
İnsan biyolojisinin, bilincinin ve ruh dünyasının açıklanamaz derinliği, yaratılışın en güçlü delillerinden olduğu, embriyonik gelişim, bağışıklık sistemi, protein sentezi, beyin fonksiyonları, davranış bilimleri ve ruh sağlığı alanlarındaki bildiriler; insanın sıradan bir canlı değil, kâinatın anlamını okuyabilen eşsiz varlık olduğunu vurgulamıştır. İnsanı insan yapan özellikler, kör mekanizmalara sığdırılamaz.
Eğitim sisteminde yaratılış odaklı bütüncül bilim dili zorunlu hâle geldiği, kongrede sunulan müfredat analizleri; seküler bilim dilinin gençlerde anlam boşluğu oluşturduğunu, Kur'an'ın kâinatı okuyan yaklaşımıyla desteklenen bütüncül bilim dilinin ise öğrencilere hem entelektüel yön hem de ruhî denge kazandırdığını ortaya koymuştur. Yeni eğitim modelleri; 'anlam, amaç ve değer' eksenine oturtulmalıdır.
Yaratılış bilinci ise bilimsel üretimin ve insanlığın geleceği için bir yön pusulası olduğu, Kâinata bakan gözün ufku genişledikçe, hakikatin tablosu daha belirgin hâle gelmektedir. Kâinat bir kitap, Kur'an o kitabın anlamıdır. Bilim ise bu iki metni birlikte okuması gereken bir akıl yolcusudur.
Bu kongre, disiplinler arası iş birliğinin daha güçlü biçimde devam ettirilmesini, yeni araştırma projelerinin başlatılmasını, ulusal ve uluslararası düzeyde paneller ve çalıştaylar düzenlenmesini ve Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi'nin her yıl tekrarlanmasını oy birliğiyle tavsiye eder.
