Haber7 - ÖZEL

Türkiye’nin proaktif dış politika stratejileri komşu Yunanistan’ın başını döndürüyor.

Yunanistan merkezli haber ve analiz platformu Liberal,gr, Türkiye'nin jeopolitik stratejilerini, Başkan Erdoğan liderliğindeki dış politika hamlelerini ve gelecekteki küresel güç olma hedeflerini ele aldı.

Atina’da iktidar partisinin milletvekili Prof. Dr. Angelos Syrigos’la gerçekleştirdiği röportajı yayınlayan Liberal sitesi, Türkiye’nin 2053 ve 2071 hedeflerine değinerek dünyanın beşinci büyük ekonomik gücü olma arzusuna vurgu yaptı.

Ankara’nın jeopolitik hedefleri, Başkan Erdoğan liderliğinde bölgesel güç olma gayreti, Suriye’de Esed rejiminin devrilmesindeki rolü, İsrail ilişkilerindeki gerilimi, Türkiye’nin çeşitli ülkelerdeki askeri üsleri ve kendi güvenlik alanını kurma gayreti. Avrupa'nın Türk savunma sanayisine bakışı analiz edildi.

ESED REJİMİNİN DEVRİLMESİ TÜRKİYE’Yİ BÖLGESEL GÜÇ YAPTI

Erdoğan’ın Avrupa’dan Afrika’ya uzanan uzun kolu” başlıklı röportaj haberde Yunan siyaset bilimci Prof. Dr. Angelos Syrigos’un şu ifadelerine yer verildi:

Esad rejiminin düşüşü nesnel olarak Türkiye’ye büyük avantaj sağladı. Bölgesel güç haline getirdi. Çünkü bölgesel bir güç, sınırlarının ötesindeki gelişmeleri etkileyebilir. Türkiye şu anda Libya’nın bir bölümünde ve Suriye’de gelişmeleri etkiliyor.

Ayrıca, Suriye’nin şu anki yöneticileri Türkiye tarafından finanse edilen, Türkiye’nin gizli servisleriyle temasları olan ve onunla yakın ilişkiler sürdüren kişilerdir. Ankara bu alanda hala bir avantaja sahiptir. Ancak bu avantaj ciddi bir sorunla birlikte gelir: onu İsrail ile potansiyel bir çatışmaya sokar.

Angelos Syrigos

İSRAİL’İN NİYETİ SİLAHSIZ SURİYE

İsrailliler ve Türkler arasında Suriye topraklarında bir ‘modus vivendi’ (geçici anlaşma) bulmak için yakın zamanda Azerbaycan’da bir toplantı yapıldı. Ancak, İsrail’in dün Suriye hedeflerine düzenlediği hava saldırıları - son iki ayda sayısız kez – İsrail’in niyetinin Suriye’nin yeniden silahlanmasına izin vermemek olduğunu gösteriyor. Amacı, mümkünse, Suriyelileri yalnızca ellerindeki tüfeklerle bırakmak. Türkiye buna tepki gösteriyor ve şu anki duruma böyle geldik.

TÜRKİYE KENDİ GÜVENLİK ALANINI OLUŞTURUYOR

Erdoğan’ın güçlendiği kesin. Türkiye, Suriye’deki gelişmelerle bölgesel bir güç haline geldi.

Türkiye 2015'ten beri Katar'da, 2016'dan beri Suriye ve Irak'ta, 2017'den beri Somali'de, 2017'den beri Sudan'da, 2019'dan beri Libya'da, 2020'de Azerbaycan'da ve 2023'ten beri Çad'da askeri üsler bulunduruyor. Türkiye kendi alanını, kendi güvenlik sistemini yaratmaya çalışıyor. İran’ın Hizbullah, Hamas, Husi isyancıları, Suriye’deki rejimin kontrolü ile kendi güvenlik sistemini, Irak’ta uyguladığı oldukça büyük kontrol ile yarattığı gibi, Türkiye de şu anda kendi güvenlik sistemini yaratmaya çalışıyor.

TÜRKİYE YUNAN VE GKRY’YE TEHDİT

Biz ve (Güney) Kıbrıs, Türk tehdidiyle karşı karşıyayız.

Diğer Avrupa ülkeleri Türkiye'nin onlara çok para harcamama fırsatı verdiğini anlıyor. Ne demek istiyorum? Hazır bir çivi satın almak için on dakika harcayabilirsiniz. Sizin için bir çivi üretecek bir fabrika kurmak için 10 milyon harcayabilirsiniz. Avrupalılar ‘zaten var olan endüstrilerde savunma ürünleri üretmek için neden para harcıyorsunuz? Biz zaten yüksek kaliteli silah sistemlerine dikkat ediyoruz’ diye düşünüyor.

Türkiye ve Kıbrıs


TÜRKİYE’NİN HEDEFİ SÜPER GÜÇ

Türkiye bir dizi hedef belirledi. 2023’te 10’uncu dünya gücü olmak istiyordu. 2053'te, “Konstantinopolis'in Düşüşü”nden (İstanbul’un fethi) 600 yıl sonra, beşinci büyük dünya gücü ve BM Güvenlik Konseyi üyesi olmak istiyor. Ve 2071’de, Malazgirt Muharebesi'nden bin yıl sonra, Türkiye küresel güç için yarışan iki süper güçten biri olmak istiyor. Tüm bunlar aşırı gelebilir. Ancak Erdoğan’ın iktidarda olduğu 22 yılda oldukça fazla şey başardığı bir gerçek.

Recep Tayyip Erdoğan

NATO DA AB DE YUNAN’I TÜRKİYE’YE KARŞI KORUYAMIYOR

Kendi uygun duruşumuz açısından, ilk ve en önemli şey güçlü bir ekonomidir. Hemen ardından bölgesel güç yaratmak gelir. Hesaba katılması gereken, bölgesel gücünüzün olması gerekir. Yani, ciddi bir bölgesel politika geliştirmeliyiz. Kimse zayıfları istemez.

Bir sonraki kritik nokta, iki önemli kuruma -NATO ve Avrupa Birliği- katılmamıza rağmen, bunların hiçbiri bize Türk tehdidine karşı doğrudan koruma sağlamıyor; koruma çoğunlukla dolaylı. Bana göre, en önemlisi, Doğu Akdeniz'deki İsrail ve Mısır gibi bölgesel güvenlik sistemlerini vurgulamak. Bunlar, Türkiye’ye karşı caydırıcı olabilecek yapılardır. Türkiye onlara güveniyor ve saygı duyuyor.

Yunan generalden Türkiye’nin yükselişine çaresiz analizYunan generalden Türkiye’nin yükselişine çaresiz analiz

Esed'in yıkılmasının ardından Suriye'de ilk Kurban Bayramı namazı Esed'in yıkılmasının ardından Suriye'de ilk Kurban Bayramı namazı

AVRUPA’NIN SAVUNMA SANAYİSİNE DOĞRUDAN TESİR

Türkiye şu anda Avrupa savunma sanayilerini satın alarak bu AB yeniden silahlanma programlarına doğrudan bağlanma yeteneğine sahip. Türkiye, Piaggio Aerospace ve Leonardo’da olduğu gibi savunma sanayilerini zaten satın aldı. Bunu görmek için beklemek gerekiyor.

Kaynak: RSS