Uzmanlar, borsada kısa ve orta vadede küresel risklerdeki azalma ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirimi patikasına bağlı olarak yükseliş potansiyelinin sürebileceğini kaydetti.
Analistler faiz indirimi beklentisi, düşen enflasyon, Moody's'in not artışı, beklentileri aşan ikinci çeyrek şirket bilançoları ve yabancı yatırımcı takas oranının yeniden yüzde 40'ın üzerine çıkması gibi bir dizi olumlu gelişmenin Borsa İstanbul’da yükselişin 'ana hikayesi' olabileceğini vurguladı.
ORTA VADELİ BEKLENTİ
Uzmanlara göre jeopolitik risklerin yatışmasıyla artan risk iştahı endeksi yukarı taşırken, özellikle bankacılık sektöründe görülen kâr satışları ve 11 bin puan düzeyindeki güçlü teknik direnç, kısa vadede bir miktar baskı yarattı. Ancak uzmanlar, faiz indirim sürecinin devam etmesi ve şirket kârlılıklarındaki iyileşmenin sürmesi halinde borsadaki yukarı yönlü ana trendin orta vadede korunmasını beklediğini açıkladı.
ÖNE ÇIKANLAR
Endeksteki gidişatı İstanbul Ticaret'e değerlendiren Gedik Yatırım-Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Onurcan Bal, Borsa İstanbul'daki yükselişin ardındaki temel nedenin, haziran ayından itibaren güç kazanan Merkez Bankası faiz indirim beklentileri olduğunu belirtti. Bal, jeopolitik risklerin endeks üzerinde bir süre baskı oluşturduğunu, ancak bu endişelerin yatışmasıyla temmuz ayında daha belirgin bir yükseliş kaydedildiğini ifade etti.
Bal, “Bu son üç aylık dönemde, özellikle bankacılık, GYO gibi sektörlerin bu yükselişlerde ön plana çıkması da faiz indirim beklentilerinin desteğinin net bir şekilde görülmesine katkı sağlıyor” dedi.
TEKNİK BİR ZORLANMA
Bal, önümüzdeki sürecin ana hikayesinin Merkez Bankası'na yönelik faiz indirim beklentileri olacağını belirtti. Bu beklentinin henüz tam olarak fiyatlanmadığını ifade eden Bal, endeksin 11 bin seviyelerindeki zorlanmasını ‘teknik bir zorlanma’ olarak nitelendirdi ve olağan karşıladıklarını söyledi.
Bal, faiz indirimlerinin endeksi sadece mevcut seviyelere getirecek bir gelişme olmadığını, indirimler devam ettikçe endekste daha yukarı yönlü bir seyir beklediklerini vurguladı. Önümüzdeki süreçte odaklandıkları temel noktanın Merkez Bankası'na yönelik faiz indirim beklentileri olduğunu belirten Bal, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu beklentileri gerek küresel, gerek yurt içi gelişmeler zayıflatacak olursa, endekste yeniden ciddi düzeltmeler görebiliriz. Ama eğer küresel veya yurt içi nedenlerle Merkez Bankası'na yönelik faiz indirim beklentilerinde bir bozulma görmezsek, faiz indirim beklentileri korunmaya devam eder. Eylül ve ekimdeki toplantılarda 250'şer baz puan ve 2026 yılında da bu kademeli faiz indirim süreci devam edecek olursa, endeks için bunun destekleyici olmasını bekliyoruz.”
KRİTİK SEVİYELER
Teknik olarak endekste 10 bin 800 seviyesinin kısa vadede en güçlü destek noktası olduğunu belirten Bal, bu seviyenin dolar bazlı grafikte de 500 günlük üssel ortalamaya denk geldiğini ifade etti. Bal, 11 bin-11 bin 50 bandının ise güçlü bir direnç bölgesi olduğuna dikkat çekerek, bu seviyenin hacim desteğiyle aşılması durumunda ilk hedefin 11 bin 250'deki tarihi zirve olacağını, ardından 11 bin 500 ve 11 bin 700-11 bin 800'lü seviyelerin gündeme gelebileceğini söyledi.
DİNLENME VE SOLUKLANMA
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ise, 11 bin seviyesine çok hızlı gelen borsa endeksi için geçen hafta yaşanan geri çekilmeyi ‘dinlenme, soluklanma’ olarak algıladıklarını belirtti. Bankacılık endeksindeki 16 bin 400 direncinin çalışmaya devam ettiğini ve bu seviyeden gelen kâr satışlarının bu dönemde borsa endeksini de aşağı çektiğini ifade eden Özer, “Şimdilik majör bir gelişme sonrası satış odaklı bir tablo oluştuğunu söylemek güç. Ancak bankacılık endeksindeki düzeltme 15 bin seviyesine dek devam ederse borsa endeksini de aşağı çekmeye devam edebilir” dedi.
TEMEL GELİŞMELER
Özer, borsa endeksini güçlendirecek temel gelişmelerin takip edileceğini vurgulayarak, bu unsurları “Enflasyonun düşmeye devam etmesi, TCMB’nin faiz indirim sürecinin sürmesi ve dezenflasyon sürecine risk yaratabilecek bir gelişmenin olmaması” olarak sıraladı. Bilanço döneminde geleceğe yönelik olumlu sinyaller veren sanayi şirketleri olduğunu belirten Özer, bu durumun devam etmesinin orta vadede sanayi ve banka hisseleri arasında farklılaşmaya zemin hazırlayacağını kaydetti.
İkinci çeyrek bilanço döneminin birinci çeyreğe kıyasla daha kötü geçmediğini, ancak yapısal sorunların bilançolarda hissedilmeye devam ettiğini söyleyen Özer, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bazı sanayi şirketlerinde hem geleceğe yönelik beklentilerde hem de FAVÖK marjında yavaş yavaş toparlanma emareleri aldık, ancak tam olarak bir geri dönüş gücünde değil.”
YENİ ZİRVELER GELEBİLİR
Ahlatcı Portföy Araştırma Uzmanı Dinçer Kurt, İstanbul Ticaret’e yaptığı değerlendirmede, BIST 100 endeksinde teknik açıdan en kritik seviyenin 11 bin 88 olduğunu belirterek, bu rakamın tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 11 bin 252'den bile daha önemli olduğunu söyledi. Kurt, “Bu rakam, geçmişte hem direnç hem de destek olarak çalışmış bir bölge. Dolayısıyla bu seviyenin üzerinde kalındığı sürece endeksin yeni zirveler denemesi şaşırtıcı olmayacaktır” dedi.
Olası geri çekilmelerde ise 10 bin 200 bölgesini ana destek olarak gördüğünü ifade eden Kurt, bu seviyeye yaşanabilecek geri çekilmelerin orta ve uzun vadeli yatırımcılar için ‘fırsat niteliği taşıyabileceğini’ kaydetti.
ALIM İŞTAHI SÜREBİLİR
Son dönemde faiz indirimi beklentileri, enflasyon verilerindeki iyileşme ve Moody’s’in not artışı gibi unsurların endekse güçlü destek verdiğini dile getiren Kurt, yabancı takas oranının yeniden yüzde 40’ın üzerine çıkmasının da bu tabloyu pekiştirdiğini belirtti. Kurt, Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda daha ihtiyatlı mesajlar vermesi ve teknik olarak kritik direnç bölgelerine yaklaşılmasının ise kâr satışlarını beraberinde getirdiğini söyledi. Buna rağmen önümüzdeki dönemde daha düşük faiz ortamı ve ekim ayında gündeme gelebilecek yeni not artışlarıyla birlikte borsada alım iştahının sürmesini beklediğini ifade etti.
GÜÇLÜ BİLANÇOLAR
Dinçer Kurt, ikinci çeyrek bilançolarının beklentilerin üzerinde geldiğini ve birçok şirketin analist tahminlerini aşan kârlar açıkladığını vurguladı. Bu güçlü sonuçların, endeksi 9 bin seviyelerinden 11 binin üzerine taşıyan en önemli etken olduğunu belirten Kurt, “Yılın geri kalanında, özellikle üçüncü ve dördüncü çeyrek bilançolarında düşen borçlanma maliyetlerinin de katkısıyla bu iyileşmenin devam etmesini bekliyoruz. Bu da endeksteki yükseliş trendini destekleyen önemli bir faktör olmaya devam edecek” dedi.