Türkiye'nin güneyinden tüm dünyaya uzanan çevre dostu bir inovasyon hikayesi... Adana merkezli Sunar Yatırım, biyoendüstri alanındaki yeni adımlarını ve sürdürülebilir üretim vizyonunu düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı. Toplantının ardından katılımcılar, Sunar üretim tesislerini ziyaret ederek şirketin entegre üretim modelini yerinde inceledi.
Ancak en dikkat çekici gelişme, Sunar NP'nin Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen ve 180 günde doğada kaybolan biyobozunur poşetler oldu.
Sunar NP'nin mısır nişastasından ürettiği bitki bazlı biyopolimerler, ambalaj ve plastik sektörüne çevreci bir alternatif sunuyor.

Termoplastik nişasta (TPN) ve biyopolimer üretiminde önemli bir aşama kaydeden grup, hem döngüsel ekonomi hedeflerine katkı sağlamayı hem de dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor.
Bu biyoplastikler, endüstriyel kompost koşullarında 180 gün içinde tamamen çözünüp toprağa karışarak gübreye dönüşüyor.
Yani kullandığınız bir poşet, altı ay sonra toprağın verimliliğine katkı sağlayabiliyor. Üstelik biyoplastikten üretilen poşetler, petrol bazlı muadilleri kadar dayanıklı. Sunar NP tarafından üretilen bir market poşeti, 8 kilo ağırlık taşıyabiliyor.

MUSTAFA NURİ ÇOMU: '20 YILLIK BİR HAYALİN ÜRÜNÜ'
Sunar Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Nuri Çomu, bu teknolojinin temellerinin yaklaşık 20 yıl önce atıldığını anlattı:
'Bu fikrin temelleri yaklaşık 20 sene önce atıldı. Dünyada sektörümüzde neler olduğunu incelerken ortaya çıkan bir fikirdi. Rakiplerimizin dünyada ürettiği ama Türkiye'de üretilemeyen ürünlere bakarken bu fikir şekillendi.
Daha sonra 2012-2013 yıllarında AR-GE merkezimizde bu ürünü deneme şansı bulduk. Çok küçük bir pilot tesisle beraber, bu ürün üzerinde 4-5 yıl boyunca denemeler yaptık. Türkiye'deki birkaç üniversiteyle de iş birliği yaparak 2018 yılında üretime başladık.
Biyoplastik aslında 'biyobozunur' anlamına geliyor; yani petrol bazlı değil. Burada nişastadan hareket ediyoruz. Nişasta, mısırın içinde yaklaşık yüzde 70 oranında bulunan bir madde. Biz bu hammaddeden yararlanarak, doğru sıcaklık ve basınç altında presleme yöntemiyle plastikleştiriyoruz.

180 GÜNDE DOĞAYA KARIŞIP GÜBRE OLUYOR
Biyoplastiklerle, petrol bazlı plastiklerle üretebildiğiniz her ürünü üretme şansınız var. Bunlar arasında özellikle tek kullanımlık ürünler ön plana çıkıyor çünkü biyobozunur oldukları için 180 günde doğaya karışabiliyorlar. Tabak, bardak gibi ürünlerin yanı sıra; tarımda kullanılan sera örtüsü gibi daha dayanıklı plastiklerin içinde de, içeriğin biyo oranını artıracak şekilde kullanılabiliyor.
Dünyada kullanımı oldukça yaygın. Çin'e veya Şili'ye gittiğinizde bir kahve aldığınızda, oradaki bardağın biyoplastik olduğunu görürsünüz. Türkiye'de ise yaygınlaşması için biz elimizden geleni yaptık. Market zincirleriyle görüştük, ciddi bir talep de var; ancak regülasyon anlamında biraz daha önünün açılması gerekiyor.

GEKAP'TAN MUAF OLURSA KULLANIMI HIZL ARTAR
Bizim talebimiz, 'GEKAP' dediğimiz Geri Dönüşüm Katkı Payı'ndan muaf tutulması yönünde. Bu gerçekleşirse kullanımı ciddi oranda artacaktır. Maliyet açısından marketler bu farkı kendi içinde karşılayabilecek durumda. Petrol bazlı plastikle biyoplastik arasında elbette bir fiyat farkı var, ancak bu fark tüketici veya satın alan firma tarafından göze alınabilecek seviyede. Çok ciddi bir fark değil.
Biyoplastikler doğrudan petrol alternatifi olduğu için, petrol kullanımına kıyasla karbon ayak izini ciddi oranda azaltıyor. Şu anda bizim kapasitemiz 3 bin ton civarında. Türkiye'de ise yıllık plastik poşet tüketimi yaklaşık 300 bin ton. Bu tüketimi çok hızlı bir şekilde düşürmek mümkün.
ÇİN STRATEJİK OLARAK AVRUPA ÇEVRECİ POLİTİKARLA KULLANIYOR
Bu alanda dünyada Çin çok güçlü bir oyuncu. Çin bunu yapıyor çünkü petrol kaynakları kısıtlı, bu nedenle ithal ikamesi olarak biyoplastikleri tercih ediyor. Avrupa ise çevreci politikaları nedeniyle bu ürünleri kullanıyor. Uzak Doğu, Avrupa ve Amerika'da bu ürünlere yoğun bir ilgi var. Biz de şu anda özellikle Avrupa ve Körfez ülkelerine ihracat yapıyoruz.'




