Şırnak Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinatörlüğü’nün desteğiyle, Dr. Öğr. Üyesi Veysel Tahiroğlu tarafından yürütülen bilimsel çalışmada, kente özgü ve doğal olarak yetişen ve halk arasında ‘Soryaz’ olarak bilinen Harput Soğanı (Allium kharputense) ve ‘Guriz’ olarak bilinen Sığır Dili (Anchusa azurea) isimli bitkilerin, Alzheimer, diyabet ve glokom hastalıklarına karşı etkili olduğu belirlendi.
Bitkilerin ayrıca güçlü antioksidan özelliklere sahip olduğu da tespit edildi. Şırnak Üniversitesi Teknoloji ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Veysel Tahiroğlu’nun öncülüğündeki çalışmaya; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlhami Gülçin, Siirt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Hasan Karageçili ve Atatürk Üniversitesi’nden Arş. Gör. Kübra Aslan da katkı sundu. Çalışma, SCI-Expanded (SCI-Ex) kapsamında Q1 kategorisinde bir uluslararası dergide yayımlandı.
‘BİTKİLERİN 3 HASTALIĞA İYİ GELECEĞİNİ KANITLAMIŞ OLDUK’
Dr. Öğr. Üyesi Veysel Tahiroğlu, çalışmaya ilişkin şunları söyledi: “Bu çalışmamız 2024 yılında Şırnak Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinatörlüğü tarafından desteklenerek başladı. Bu çalışmada Şırnak’ımızın çok önemli olan halk tarafından da yemek olarak kullan iki önemli bitkiyi ele aldık.
3 önemli hastalık için bir hedefimiz vardı. Bunları Alzheimer, diyabet ve glokom. Alzheimer dünyada büyük bir artış gösteren bir hastalıktır. Diyabet de aynı şekilde 400 milyondan fazla insanın etkilediği bilinmektedir ve göz tansiyonu dediğimiz glokom hastalığı da bunlardan bir artış dünyada görülmektedir. Alzheimer konuşma kaybı, hafıza kaybı ile karakterize olan, nörodejeneratif bir hastalıktır.
Beynin bir tarafın küçülmesi ile karakterize olan bir hastalıktır. Diyabet halk arasında bildiğimiz şeker hastalığı olarak bilinmektedir. Vücuttaki insülinin yeterince salgılanmaması ve yeterince salgılanan insülinin vücudun bunu kullanamaması ile karakterize olan bir hastalıktır. Biz bu çalışmamızda bu üç hastalığı hedefleyerek enzim inhibisyon modern ilaç geliştirme dediğimiz enzim inhibisyon tekniğini kullanarak çalışmamıza başladık.
Dört tane önemli enzimi aldık. Bunlardan birisi insan karbonik anhidraz enzimi dediğimiz enzim. Yine bütirilkolinesteraz enzimi. Yine bu enzimlerin içerisinde yine çok önemli olan asetilkolinesteraz enzimi, bir de α-glukozidaz enzimini çalıştırdık. Bu iki bitki çalışmaya başladığımızda çok ileri derecede normal standartlara göre iyi bir aktivite gösterdiğini tespit ettik.
Yani Şırnak'ta halk arasında Soryaz dediğimiz Latince ismi olarak Allium kharputense dediğimiz bu bitkinin özellikle dünyada 900 türü bulunmaktadır. Türkiye'de 241 tane tür bulunmakta. Bu türlerin de yüzde 40'ı endemik olarak bilinmektedir. Şırnak'taki, latince ismi Anchusa azurea olan ‘Guriz’in olduğunu, yaptığımız bu çalışmanın neticesinde tespit ettik.
Bu çalışmada yine Atatürk Üniversitesi Biyokimya Laboratuvarı'nda, Siirt Üniversitesi'ndeki arkadaşlarımızla beraber çalışmanın sonucu ve Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi'nde LCMS teknikleriyle, cihazlarıyla yaptığımız analizlerin sonucunda Şırnak'taki Allium kharputense yani Soyraz’ın, şu ana kadar çalışan diğer türlere nazaran da büyük bir etki gösterdiği de dikkatimizde kaçmadı. Bu çok önemlidir. Yani Şırnak'ta yetişen bu bitkilerin ileride Alzheimer hastalığına, diyabet yani şeker hastalığına ve glukom yani göz tansiyonuna iyi geleceğini bu çalışmayla kanıtlamış olduk.”
‘KANSERLİ HÜCRELERDE NASIL BİR ETKİ YAPACAĞINI DA MERAK EDİYORUZ’
Dr. Öğr. Üyesi Veysel Tahiroğlu, bitkilerin kanser çalışmalarında da umut vaat ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu çalışmalarımız, büyük bir hızla devam edecektir. Çünkü kanser çalışmalarında, büyük bir umut vaat ediyor bu iki bitki. İleride antikanser dediğimiz, özellikle kanserli hücrelerde nasıl bir etki yapacağını da merak ediyoruz. Bu iki bitki üzerinde inşallah yine yeni projeler alınarak bu çalışmalarımızı yapacağız. Antiviral özelliklerine sahip olduğu da bilinmektedir.
Guriz bitkisinin halk arasında egzemada kullanıldığı da bize bildirilmektedir. Yani bunu da bilimsel olarak ispat edilmeye ihtiyaç vardır. Bunun için bunların bir de bir ticari boyutu var. Allah nasip ederse biz bu çalışmalarımızın sonucunda Soyraz bitkisinin şampuanını, sabununu, Guriz’in de sabununu da inşallah bu aziz milletimize ikramda bulunacağız.
Şu anda bu çalışmaların insan çalışmaları daha yapılmadı. Çünkü insan çalışmalarının farklı bir farmakolojik teknikleri var. İlaç geliştirme aşamaları var. Ama şu an modern olarak dediğimiz tekniklerle iyi aktivite gösterdiğini görmekteyiz. Bundan sonraki çalışmalarımızı deney hayvanlar üzerinden çalışmalar yapılarak insan üzerindeki çalışmalara doğru gideceğini beklemekteyiz, ümit ediyoruz.