Sede Bülten, Türkiye ve dünya gündeminin haftalık özeti ve analizini yayımladı.
"PKK'nın silah bırakması", "Türkiye'ye para akışı başladı", "Putin'den Trump'a bir gol daha", "Suriye'ye kaldırılan yaptırımlar neyin habercisi", "Avrupa merkezli güvenlik değişimi", "Hindistan-Pakistan gerginliğinde Türkiye rolü" ve "İtalyanlarla Mavi Akım krizi" başlıklarının yer aldığı analizde bir ankete de yer verildi.
"Bahçeli'nin yeniden siyaset sahnesine dönmesiyle hangi konularda hareketlenme olacaktır?" sorusunun yer aldığı ankette yüzde 53 oranla en çok "Yeni Af Paketi" cevabı yer aldı. Ekrem İmamoğlu cevabı yüzde 6, ekonomi cevabı yüzde 3, dış politika cevabı yüzde 3 olurken, "hiçbiri" ise yüzde 35 ile ikinci cevap oldu.
PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI
PKK, 12. kongresinde aldığı karar doğrultusunda kendini feshettiğini duyurmuştu. Karar, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada en çok konuşulan haberler arasında yer aldı. Sede Bülten'in hazırladığı raporda, PKK'nın Lozan açıklaması nedeniyle "Türkiye'de yeniden Sevr hesapları yapıldığı düşüncesinin" doğduğu belirtildi. Öte yandan, sürece ilişkin yol haritasının net bir şekilde paylaşılmadığı ancak PKK ve DEM Parti kanadının bir an önce yasal düzenleme yapılmasını beklediği; iktidarın ise yerel yönetimlerle ilgili düzenlemeye vurgu yaptığı hatırlatıldı. Konuya ilişkin şu analize yer verildi:
Meclis’e gelmesi beklenen af paketinin PKK’lı militanları da kapsayacak şekilde yeniden hazırlanması gündemdeki konu. Görünmeyen bir takvimle ilerleyen bir süreç olduğu herkesin kanaati olsa da sürecin hızlanmasını sağlayacak senaryonun ne olduğuna ilişkin belirsizlik hala sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın PKK’nın silah bırakmasından sonra ilk hedefinin iş dünyası ile bir araya gelmek olması seçim için ekonomik adımların da atılmaya başlanacağının işareti olarak görülüyor. İşsizlik, göç, İstanbul depremi gibi birçok konuyu beraber çözecek bir yatırım ve yasal düzenleme paketi gelebilir. Öte yandan yasal düzenleme ile birlikte kabinede de değişiklik yapılması öngörülüyor. Yeni bakanlardan bazılarının Kürt ağırlıklı olması hedeflenerek PKK’nın silah bırakması ve Terörsüz Türkiye gündeminin kolaylaştırılması sağlanacak. Kabine değişikliği ve kapsamlı af için bayram öncesini işaret eden kulisler olsa da takvimin dar olması nedeniyle Haziran ayı sonunda bu iki konuda kapsamlı bir düzenlemenin Meclis’ten geçmesi daha olası görülüyor.
TÜRKİYE'YE PARA AKIŞI BAŞLADI
Ekonomi başlığında ise Türkiye'ye para akışının başlaması masaya yatırıldı. Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan rezerv kayıplarının sona erdiği, 7 haftalık düşüşten sonra 9 Mayıs haftasında Merkez Bankası rezervlerinin 5,8 milyar artışla 144,3 milyar dolara yükseldiği belirtildi. Net rezervlerin de aynı dönemde 37,6 milyar dolar olurken SWAP hariç net rezervlerinse 18,1 milyar dolarak görüntülendiği hatırlatılarak şu analiz yapıldı:
Yüksek faiz bandında sabit kalınacağına olan inanç ile birlikte Çin ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının getirdiği panik havanın dağılması sonrasında Türkiye, küresel piyasalarda riski görece düşük fakat buna rağmen en yüksek getiriyi sağlayan piyasa hâline geldi.
PUTİN'DEN TRUMP'A BİR GOL DAHA
Dış politika başlığındaysa "Putin'in Trump'a attığı gol" var. Rusya'nın Ukrayna'ya Şubat 2022'de başlattığı işgalin üçüncü yılı geride kalırken, Trump'ın yeniden ABD koltuğuna oturmasıyla ateşkes ve barış görüşmeleri de hızlandı. Önceki denemeler ABD'nin başarısızlığıyla sonuçlanırken, ateşkes görüşmeleri Türkiye'de devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, 30 günlük ateşkes ilan ederek görüşmeler için Türkiye'yi adres gösterdi. Trump, Putin ve Zelensky'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde İstanbul'da bir araya gelerek barış imzalaması bekleniyordu. Ancak hem Putin hem Trump son ana kadar İstanbul'a gelip gelmeyeceğini belirsiz tuttu. Ankara'ya gelen Zelensky ise, Putin'in gelmesi durumunda İstanbul'da yüz yüze görüşeceğini söyledi. Ancak Putin gelmedi, böylece olası bir barış anlaşmasındaki fotoğraf karesine girerek zafer ilan etmek isteyen Trump'ın beklentisi karşılanmadı. Analizde şöyle denildi:
Putin Kırım ve Donbas bölgesinin kendisine devri ve Ukrayna’nın NATO ile ilişkileri konusunda tavizsiz bir tutum içinde. Putin’in görüşmelerden tek beklentisi yaptırımların kaldırılmasını sağlayayak ufak tavizler vermek yönünde olacak. Buna rağmen hem Türkiye hem de Ukrayna Kırım’ın özerkliği konusunda ortak bir tutum içinde bulunurken toprakların Ukrayna’ya bağlı olması gerektiğini ısrarla dile getiriyor. Putin, SSCB dönemi hayalleriyle ülke içi siyasetini domine ederken Avrupa’nın ve ABD’nin tüm desteklerine rağmen Ukrayna’da geri Rusya’nın geri adım atmamış olmasını büyük bir zafer olarak vurguluyor. Rusya’nın bu duruma gelmesinden şüphesiz Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlamak adına Rusya’dan gaz akışını sınırlandırması ve Rusya’nın da artan gazı güvenilir bir alıcı olan Çin’e satması oldukça büyük etkiye sahip. Rusya, Batılı devletlerin düşündüğü kadar Batı’ya muhtaç değil.
SURİYE'YE KALDIRILAN YAPTIRIMLAR NEYİN HABERCİSİ?
ABD Başkanı Trump'ın Suriye'ye yaptırımları kaldırması konusu da bültende işlendi. Körfez ülkelerini ziyaret eden Trump'ın Suudi Arabistan'dan 162 milyar dolar silah anlaşması ve ABD'ye doğrudan 600 milyar dolar yatırım sözü, Katar'dan 42 milyar dolarlık silah satışı anlaşmasıyla döndüğü belirtildi. Tabanını ve destekçilerini memnun etmek isteyen Trump'ın 1 trilyon dolarlık savunma bütçesini onaylama sözü verdiği, 10 milyar dolarlık yatırımı çekerek ekonomiyi toparlamayı planladığı ifade edildi.
Bültenin devamında şu analizlere yer verildi:
AVRUPA MERKEZLİ GÜVENLİK DEĞİŞİMİ
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in zirve öncesinde gerçekleştirdiği Almanya ziyaretinde Avrupa güvenliğinde NATO dışı bir oluşum için Türkiye’nin AB içindeki konumunun yeniden tahkim edilmesine de vurgu yapıldı. Alman tarafı Rusya’nın saldırgan tutumunun son bulmayacağına duyduğu inanç nedeniyle yüzlerce milyar dolar savunma bütçesi açıklasa da ordunun yeniden etkili bir boyuta oluşması zaman alacak. Bu kısa zamanda 40 yıldır PKK ile çatışma ve son yıllarda da Somali, Libya, Suriye’de aktif görev alma nedeniyle Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisine kısa zamanda büyük katkı sunulacağına inanılıyor.
Türkiye çok yönlü çözüm yaklaşımları nedeniyle PKK ile sorunları rafa kaldırırken aynı zamanda Avrupa için iş birliğini yapacak alt zemini de var etmenin yolunu arıyor. Bunun en büyük göstergesi ise PKK sürecinin demokratikleşme sürecini getirmesi ve bunun da Avrupa tarafındaki eleştirileri bastırarak Türkiye’nin yeniden oyuna dahil olmasını sağlayacak. Putin’in Türkiye’yi dışlamamasının sebebi yakın zamanda karşı karşıya gelme olasılığının olmasına dayanıyor.
Analiz: Trump ikinci döneminde Çin’e karşı saldırganlığını artırmadan önce bölgesel koşulları hazırlarken Türkiye bu denklemden en fazla kazanım elde eden devlet olacak gibi görünüyor. Süreç çok kritik ve birden çok denkleme sahip. Türkiye’nin iç politik sorunları burada en kırılgan noktayı oluşturuyor. Türkiye’de seçim süreci devreye girene kadar dünyada pozisyonlar netleşmiş olacağa benziyor.
NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nın ardından YPG hakkında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 maddelik anlaşmada atılması gereken adımlar olduğunu belirterek YPG'nin askeri yapılanmasının çözülmesini ve Suriye'de yeni oluşacak millî orduya entegre edilmesini beklediklerini vurguladı.
HİNDİSTAN - PAKİSTAN GERGİNLİĞİNDE TÜRKİYE ROLÜ
Gerginlikten bölgedeki denklemde Çin ile Hindistan’ı karşı karşıya getirmeyi amaçlayan ABD’nin attığı ilk taş yerini buldu. ABD yavaş bir şekilde Hindistan gündemini Çin’e karşı olacak ölçekte genişletiyor.
Bu gergin süreçten Türkiye de nasibini alıyor. Hindistan TRT World’in X hesabını engellerken aynı zamanda , ayrıca Çin devletine bağlı Xinhua haber ajansı ve Global Times'ın X hesaplarını da engelledi.
Analiz: Uzun vadede Türkiye, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimde Pakistan ile yaptığı silah anlaşmaları nedeniyle dünyada daha etkili bir hale gelecek. Bunun yanında Pakistan ile ilişkilerinin Hindistan ile ilişkilerini kötüleştirmesi başladı bile. Hindistan’da Türk mallarına boykot eylemleri baş gösterdi. İlerleyen aşamada bu durum Çin ile Türkiye’nin yakınlaşmasını tesis edecek ve Rusya ve ABD arasındaki dengenin bir benzeri Çin ile ABD arasında da kurulacak.
İTALYANLARLA MAVİ AKIM KRİZİ
Rus gazını Karadeniz’in altından Türkiye’ye ulaştıran Mavi Akım Doğal Gaz boru hattının ortağı olan İtalyan Eni şirketi şu sıralar Avrupa’daki Rus enerji boykotundan nasibini alıyor. 2022 yılında Ukrayna savaşı başlayınca Hollanda merkezi bir şirket olan Mavi Akım’ın hisselerini yarısının ortağı olan ENİ, Rus ortağı Gasprom nedeniyle eleştirilmişti. ENİ hisselerinin satışı kararını alsa da satış için herhangi bir girişim olmadı. Şirket raporlarına yansıyan bilgilere göre satış konusu gündemde değil. ENİ kazandığı paradan memnun ama 2027 yılında Avrupa’da Rus gazını sıfırlamak isteyen AB’nin daha fazla gündemine geliyor. Çözüm için ABD’nin aracı olacağı bir şirket formülü düşünülse de Türkiye’nin de direkt oyuna girme ihtimali olabilir.