Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katkılarıyla İstanbul Aile Vakfı tarafından "21. Yüzyılda Aile Olmak" temasıyla düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu "3. Uluslararası Aile Sempozyumu" oturumlarla devam ediyor.
İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duruel, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen sempozyumda, Prof. Dr. Ayşin Satan başkanlığındaki “Psikososyal Perspektiften Aile” oturumunda, “Sosyal Politika Perspektifinden Aile ve Dijital Dönüşüm: Riskler, Fırsatlar ve Stratejik Yaklaşımlar” başlıklı sunumunda değerlendirmelerde bulundu.
Dijital dönüşüm dinamiğinde yaşanan sürecin insanların iletişim biçimlerini, toplumsal yapıları ve aileyi radikal bir biçimde etkilediğini, teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte bireylerin ve toplumsal yapıların birbirinden bağımsız kalmadan karşılıklı olarak etkilendiğini kaydeden Duruel, "Aileler hem geleneksel rol ve sorumluluklarını yerine getirirken hem de dijital dünyada yeni görevler üstlenmek durumunda kalıyor. Bir yandan okul çocuklarının performansları dijital platformlar aracılığıyla izlenebilirken diğer yandan da ailelerin hem fiziksel hem de dijital ortamda aktif ve çok yönlü roller üstlenmesi gerekli olmuştur." dedi.
Rektör Duruel, teknolojinin dijital bağımlılık, sürekli çevrimi olma isteği ve ekran bağımlılığı nedeniyle bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Bu süreçte yüz yüze iletişimin azalmasıyla insanlar arasında kopukluklar, duygusal bağların zayıflaması, ailede ebeveynlerin otorite sorunları gibi yeni problemlerinin ortaya çıktığına dikkati çeken Duruel, şunları kaydetti:
"Sosyal ilişkilerin yüz yüze kurulmasının, duyguların karşılıklı algılanması ve empati geliştirilmesi açısından önem arz ettiği bir ortamda, bu tür dijital iletişim kanalları süreci son derece zayıflatmaktadır. Yine çocuk ve ergenlerin iletişim süreçlerinde sosyal etkileşimler kritik öneme sahip olmakla birlikte, sanal iletişim, dijital bağımlılık, insanlarda, özellikle ergen ve çocuklarda sosyal becerileri olumsuz etkilemekte, empati yoksunu haline getirmekte ve problem çözme yeteneklerinin gelişmesinde engel teşkil ettiği araştırmalarla sabit hale gelmektedir. Bu süreçte insanların aile olarak paylaştıkları değerler giderek zayıflamakta, bu durumda aile mefhumunu önemli ölçüde erozyona uğratmaktadır."
- "YÜKSEK GELİR DÜZEYİNDEKİLER AİLE İÇİ ŞİDDETİ DAHA AZ MEŞRU GÖRÜYOR"
Eğitimci-yazar Dr. Murat Çinici, "Ailede Şiddet Kabulünü Belirleyen Sosyokültürel Etkenler" başlıklı sunum yaptı.
"Dünya Değerler Araştırması"nın Türkiye ayağında tüm bölgelerde 2415 kişiyle yapılan şiddet araştırmasından bazı sonuçları paylaşan Çinici, günde 5 vakit dua eden bireylerin şiddeti en düşük düzeyde kabul eden grubu oluşturduğunu söyledi.
Çinici, ibadetini içsel olarak yapan bir bireyin davranışlarının daha ahlaki bir düzeye oturduğunu, daha merhametli ve sabırlı olduğunu anlatarak, "Yüksek gelir düzeyindekiler aile içi şiddeti daha az meşru görüyor. Eğitim düzeyine baktığımızda şiddeti en az meşru gören grup üniversite mezunları. Cinsiyete göre baktığımızda aslında erkek ve kadınlar arasında şiddet kabul düzeyleri arasında bir fark çıkmadı." diye konuştu.