CHP lideri Özgür Özel, Madrid'de İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile bir araya geldi. Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal Prezidyum Toplantısı öncesinde Sanchez ile yaklaşık 45 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra Filistin meselesi ve Türkiye'deki gündem ele alındı.
TÜRKİYE'Yİ ŞİKAYET ETTİ
Konuşmasında, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması nedeniyle tutuklu bulunan eski belediye başkanlarını gündeme getiren Özel, 19 Mart sonrası yaşanan sokak olaylarını da 'iktidar baskısı' olarak nitelendirdi.
'GELECEĞİN CUMHURBAŞKANINA DARBE YAPILDI'
Özel, 'Demokrasiyi, basın özgürlüğünü, serbest siyaseti askıya almaya; öğrencileri, gazetecileri ve sanatçıları eleştirileri nedeniyle tutuklamaya yeltendiler. Toplumun tümünü baskı altına alan bir kuşatma altındayız. 19 Mart 2025'te siyasi iktidarın rakiplerine yönelik bir darbe girişimi yaşandı. Türkiye'de geleceğin iktidarına, geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıldı.' dedi.
'İKTİDARIN SALDIRILARINA MARUZ KALMAKTAYIZ'
AK Parti hükümetine 'darbeci' diyen Özel, şu ifadeleri kullandı:
Türkiye'de yaşananlar bir iç mesele değildir. Küresel demokrasi mücadelesini ve tüm demokratları yakından ilgilendirmektedir. Uzun yıllar iktidardan uzak kalmış olsak da partimiz, son yerel seçimlerde birinci olmuştur ve bugün yapılan tüm genel seçim anketlerinde açık farkla birinci partidir. İşte bu başarıyı gösteren partimiz, Türkiye'de 23 yıldır iktidar olan yapının saldırılarına maruz kalmaktadır. Öyle ki kendileri geldiklerinde demokrasinin tüm nimetlerinden yararlananlar, şimdi demokrasiyi askıya almaya, basın özgürlüğünü askıya almaya, serbest siyaseti askıya almaya, öğrencileri, gazetecileri ve özellikle sanatçıları en ufak bir eleştiride bulunduklarında gözaltına almaya, tutuklamaya ve uzun süre hukuksuz yere cezaevlerinde tutmaya yeltenmişlerdir.
'KUŞATMAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Toplumun tümünü baskı altına alan bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Bu saldırılar, 19 Mart 2025'te bir siyasi iktidarın, rakiplerine yönelik darbe girişimine kadar uzanmış ve Türkiye'de geleceğin iktidarına, geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapılmıştır. Bu darbe girişimi sürmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve 16 belediye başkanımız, çok sayıda siyasetçi, bürokrat 200 günü aşkın süredir hapiste tutulmaktadırlar. 200 günü aşkın süredir iddianameleri bile yazılmamış, yargılama başlamamış, ortaya konan hiçbir iddia ispatlanamamıştır. Bu sürecin başında, Ekrem İmamoğlu'nun 31 yıl önce aldığı üniversite diplomasının da yetkisiz bir kurul tarafından iptal edildiğini hatırlatmak isterim.
'PARTİMİZ OY DESTEĞİNİ ARTIRMAKTADIR'
Dikkatinizi çekmek isterim ki, Türkiye siyasetinde üniversite diploması, sadece Cumhurbaşkanlığı adaylığında gerekmektedir. Yani 31 yıllık bir diplomayı iptal edenler, aslında Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını engelleme hamlesi yapmaktadırlar. Bu saldırılar sadece partimizle sınırlı kalmamış, iktidarın kendisine demokratik tehdit olarak gördüğü kim varsa, sivil topluma, medyaya, iş ve sanat dünyasına uzanmıştır. Partimiz ve halkımız bu darbeye teslim olmamıştır, ayağa kalkmıştır. Bu darbeyi yaparak, arkadaşlarımızı sözde yolsuzlukla suçlayanlar, Türkiye toplumunu inandıramamışlardır. Yapılan tüm anket ve kamuoyu çalışmalarında bu iddialara inananlar yüzde 30'u geçmemektedir. Yüzde 70 ise hakikatle ve bizimle birliktedir. Bu nedenle partimiz, seçmen desteğini artırarak sürdürmektedir.
'OTORİTERLİK GİBİ DEMOKRASİ VE UMUT DA BULAŞICIDIR'
Değerli yoldaşlarım, Türkiye'de demokrasi güçlerinin ayakta kalması, bu salonda bulunan herkes için son derece önemlidir. Çünkü otoriterlik, sınırları rahatlıkla aşan bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak şunu da biliyoruz: Otoriterlik gibi demokrasi ve umut da bulaşıcıdır. Bizim hem kendi ülkemizde hem de enternasyonal perspektife sahip bir parti olarak tüm dünyaya söyleyecek bir sözümüz var: Otoriterlik kaçınılmaz bir kader değildir. Otoriterler ancak iki durumda kazanırlar: Bir, uluslararası alanda demokratik güçler dayanışma göstermezse; iki, ülke içinde otoriterliğe karşı bir direniş örgütlenmezse. Bu ikisi olmadığında otoriterlik, otoriterler için maliyetsiz bir hale gelmektedir ve cesaret bulmaktadırlar. Biliyor ve inanıyoruz ki otoriterlik, enternasyonal dayanışma ve mücadele karşısında yenilmeye mahkumdur.
SÖZLERİ GÜNDEM OLDU
Özel'in bu sözleri, Türkiye'yi uluslararası platformlarda sürekli şikayet ettiği yönündeki eleştirileri yeniden gündeme getirdi.