Ankara'da siber suçlarla mücadele eğitimi Ankara'da siber suçlarla mücadele eğitimi

Akdeniz Üniversitesi'nde (AÜ) eski rektör yardımcısı ve Hukuk Fakültesi'nin uzun yıllar dekanlığını yapan Mehmet Altunkaya, medyada yer alan iddialara ilişkin açıklama yaptı.

Sosyal medya hesabından açıklama ayapan Altunkaya şu ifadeleri kullandı;

Son günlerde üniversitemizde yürütülen bazı idari süreçlerle ilgili olarak şahsımla ilgili etik kurul kararına dayalı bir işlem yapıldığı yönünde iddialar basına yansımış, bu konuda tarafıma da çeşitli sorular yöneltilmiştir.

Öncelikle belirtmek isterim ki, kamu görevim boyunca üniversitemize ve ülkemize sadakatle hizmet ettim. Bu çerçevede: 3 yıl yüksekokul müdürlüğü, 4 yıl dekan yardımcılığı, 8 yıl fakülte dekanlığı, 4 yıl rektör yardımcılığı, 15 Temmuz 2016 yılından itibaren -halen yürütmekte olduğum- FETÖ soruşturmaları komisyon başkanlığı dahil olmak üzere birçok sorumluluk üstlendim.

Tüm bu görevlerde temel ilkem; liyakat, akademik etik ve kamu yararı olmuştur. Yakın zamanda, üniversitemizde yapılan rektörlük seçim sürecine rektör adayı olarak katıldım. Bu süreci tamamen demokratik ve yapıcı bir zeminde yürütmeye çalıştım. Adaylık sürecimin ardından da bir TÜBİTAK projesi kapsamında 6 ay süreyle Almanya’da akademik araştırmalar yapmak üzere görevlendirildim. Yeni döndüğüm bu günlerde, tarafıma yönelik bir etik soruşturma sonucu alınmış olumsuz bir kurul kararı ve unvanımla ilgili idari bir tasarruf girişimiyle karşı karşıya bırakıldım.

İlgili süreç, 17 Nisan 2025 tarihinde sahte isimli ve kimliği belirsiz bir e-posta ile başlatılmış; daha önce farklı tarihlerde benzer içeriklerle yapılan şikâyetlerde herhangi bir sorun bulunmadığı tespit edilmesine rağmen bu kez etik kurul nezdinde aksi yönde bir değerlendirme yapılmıştır. Bu gelişme, objektiflikten uzak bir müdahaleye maruz kaldığım izlenimini kuvvetle doğurmaktadır.

Rektör hanımefendiyi ve eşini yaklaşık 9–10 yıldır tanıyorum. Zaman zaman idari süreçlerde görüş ayrılıklarımız oldu. İstediklerinin gerçekleşmediği durumlarda üzerimde baskı oluşturma girişimlerine maruz kaldım. Ancak hiçbir zaman bu süreçlerde kin veya nefret duygusuyla hareket etmedim, etmiyorum.

Bugüne kadar görev yaptığım her kademede şeffaflık, sorumluluk ve ülke menfaatini esas aldım. Unutulmamalıdır ki ben unvanlarıyla değer kazanan biri değilim. Adımı ve duruşumu şekillendiren, bu ülkeye duyduğum sevgi, milletimize bağlılık ve özellikle vatan hainleriyle yürüttüğüm kararlı mücadeledir.

'TEK SUÇUM REKTÖR ADAYI OLMAMDIR'

Kamuoyu çok iyi bilmelidir ki bana yapılan bu hareket bir FETÖ taktiğidir. Benim tek suçum rektör adayı olmamdır. Bunu tüm Türkiye bilmektedir. Unvanlar ve makamlar gelip geçicidir. Bu mücadelem hukuk çerçevesinde devam edecektir. Kral çıplak demeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.

Tüm bu gelişmelerin kamu vicdanında ve hukuki zeminde adil bir biçimde değerlendirilmesini temenni ediyor; kamuoyunun takdirine saygıyla sunuyorum. 

Kaynak: RSS