Pazartesi günü Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen Gazze Barış Zirvesi'ne İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun davet edilmesine rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın baskısı sonucu gelmemesi, Türkiye ve Katar'ın arabulucu ülkeler olarak merkezi rol üstlenmesi İsrail basınında 'İsrail savaşı kaybetti' korkusuna yol açtı.
Başarısızlık korkusunun ardından İsrail medyasında yeni 'saldırı' planları gün yüzüne çıktı. The Jarusalem Post yazarı Amed Mardin, 16 Ekim 2025 tarihinde yayına aldığı yazısında 'İsrail ve Kürtlerin Türkiye'ye karşı ortak tarihi görevi' ifadesini kullanarak Suriye'nin kuzeyinde İsrail'in desteklediği terör gruplarına çağrı yaptı.
'ORTAK TARİHİ GÖREV' DEDİ
Mardin, 'Kürtler ve Yahudiler için ortak bir gelecek: Ortak bir tarih ve ahlaki bir görev' başlığıyla kaleme aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politik duruşunun İsrail'e ve terör örgütlerine zarar verdiği, Netanyahu'yu sık sık Hitler ile kıyaslayarak İsrail nefretini beslediğini vurguladı. Buna karşı ise Suriye'nin kuzeyinde İsrail'in desteklediği terör gruplarını destekleyerek terör örgütlerini, İsrail'in yanında durmaya çağırdı.
Mardin, açıkça şu ifadelere yer verdi:
'İki halk arasındaki tarihsel benzerlikler inkâr edilemez. Yahudiler ve Kürtler, emperyal geçmişleri olmayan milletlerdir; tarihleri fetihlerle değil, tahammülle yazılmıştır. Her ikisi de sömürge sınırlarının, dini hoşgörüsüzlüğün ve jeopolitik manipülasyonların kurbanı olmuştur. İkisi de hafızanın yükünü taşır ve düşmanca bir dünyada insanlıklarını defalarca savunmak zorunda kalırlar. Ancak bu ortak yük, aynı zamanda ortak bir gücü de ortaya koyar: Etiği ideolojiden, vicdanı itaatten ve anmayı intikamdan üstün tutma ahlaki kapasitesi.'
'Kürt-Yahudi ilişkilerinin geleceği yalnızca diplomasiye değil, aynı zamanda ortak bir etik ufka da bağlıdır. İsrail, Kürtler için, Kürtlerin İsrail için zaten olduğu şey olabilir: fanatizmle zehirlenmiş bir bölgede vicdan ortağı. Bu ittifak diğer halklara değil, inancı, tarihi ve kimliği silahlandıran sistemlere yöneliktir. Bu aynı zamanda, ahlaki sorumluluğunu jeopolitik çıkarlar uğruna sıklıkla feda eden Batı'ya da bir çağrıdır. Uluslararası toplum Orta Doğu'da gerçekten istikrar arıyorsa , Kürtleri ve İsraillileri tek bir medeniyet fikrinin tamamlayıcı unsurları olarak kabul etmelidir: İnsanlığın totalitarizme karşı savunulması.'
GÖZLERİNİ TÜRKİYE'YE DİKTİLER
Mardin, Türkiye'nin aleyhine kaleme aldığı kışkırtıcı yazısında açıkça uluslararası toplumu tehdit etti ve terör örgütüne 'cesur olun' çağrısı yaptı. Kürtleri Türkiye'ye karşı kışkırttığı sözlerine 'Türklerin Kürtlere karşı şiddet geçmişi var' diyerek başladı ve İsrail'le birlikte 'ortak tarihi görev' diyerek devam etti.
Bu bağlamda Kürt-Yahudi ilişkilerinin geleceğine değinen yazar, 'Kürtler ve Yahudiler bu onura birlikte sımsıkı sarılırlarsa, geçmişin trajedilerinden daha insani bir geleceğin temelleri doğabilir.' diyerek sözlerini tamamladı.
Şara ikili ilişkilerini güçlendirirken İsrail Suriye'nin bölünmesi gerektiğini savundu
Ölü rehine gerçeği! İsrail 'askerimiz değil' dedi, Hamas belgeledi... Paralı asker miydi?
