Türkiye, 'Milli Enerji ve Maden Politikası' kapsamında yürüttüğü çalışmalarla yer altındaki potansiyelini birer birer ortaya çıkarıyor. Bu büyük seferberlik sayesinde ülke, maden çeşitliliği açısından dünyada 8. sıraya yükseldi.
FRANSIZLARIN 'YOK' DEDİĞİ YERDE TÜRKİYE DEV KEŞİF YAPTI
'Her arayan bulamaz ama bulanlar daima arayanlardır' sözüyle yola çıkan Türkiye,
saklı hazinelerden birine daha Eskişehir'de ulaştı.
Türkiye'nin madencilikteki hikâyesi, aslında yarım asır öncesine dayanıyor. 1950'lerde Eskişehir'in Beylikova ilçesine gelen Fransız araştırmacılar, bölgede nadir toprak elementi (NTE) izine rastlamış ancak Türkiye'nin 'maden bizde kalsın' yanıtı üzerine 'burada bir şey yok' diyerek bölgeden ayrılmıştı.
'YOL YAPALIM NTE'LERİ BİZE VERİN'
Tarih 1950'ler... O dönemde bölgeye gelen Fransız araştırmacılar, nadir toprak elementi rezervlerini keşfettikten sonra Türkiye'ye bir teklifte bulunmuş: 'Türkiye'nin havayolunu, karayolunu biz yapalım, karşılığında madeni bize verin.'
Ancak Fransızlar, Ankara'dan bu teklife olumsuz yanıt alınca 'Burada maden yok' raporu hazırlayarak bölgeden ayrılmışlardı.
Bölge halkının verdiği bilgilere göre, daha sonra ABD'li araştırmacılar da bu bölgeye sık sık ziyaretlerde bulunmuş.
Türkiye bir ara 1980'li yıllarda bölgede kısa bir çalışma yapsa da bir sonuç çıkmadı.
Dünya bu elementin peşinde: Dünyanın 2. en büyüğü Türkiye'de! ABD görüntü bile göstermiyor
Aradan yıllar geçti, 2022'de ise Türkiye, aynı bölgede dünyanın en büyük ikinci Nadir Toprak Elementi rezervini buldu. 17 farklı elementin yer aldığı bu dev keşfin büyüklüğü tam 694 milyon ton.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla 18 Nisan 2023'te açılan pilot üretim tesisi, yıllık 1200 ton üretim kapasitesiyle çalışmaya başladı. Hedef ise büyük: Bölgeye kurulacak endüstriyel tesisle birlikte yıllık 570 bin ton cevher işlenecek.
Bu üretimden 10 bin ton nadir toprak oksidi, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum elde edilecek.
TEKNOLOJİNİN KALBİ BU ELEMENTLERDE ATIYOR
Nadir Toprak Elementleri, adından da anlaşılacağı gibi az bulunan değil, işlenmesi zor maddeler. Küçük alanlarda dağınık halde bulunmaları, maliyetleri yükseltiyor.
Ancak bu elementler olmadan yüksek teknoloji üretmek neredeyse imkânsız. Fiber optik kablolardan uydu sistemlerine, akıllı füzelere, tıbbi cihazlardan elektrikli otomobillere kadar 20'den fazla alanda kullanılıyorlar.
Bir örnekle; bir F-35 savaş uçağı için 417 kilo NTE gerekiyor. iPhone kameralarında, Tesla bataryalarında ve daha birçok teknolojik cihazda bu elementler yer alıyor.
DÜNYADA DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK GÜÇ
Bugün Nadir Toprak Elementleri üretiminde Çin açık ara önde. 800 milyon tonluk rezerviyle dünya pazarının yarısından fazlası Çin'in elinde. Bu durum, başta ABD olmak üzere birçok ülkeyi Çin'e bağımlı hale getirmiş durumda.
2018'de başlayan ABD-Çin ticaret savaşında, NTE ihracatı en stratejik kozlardan biri haline gelmişti. Bugün de aynı durumda.
Çin, ihracatı kısıtlayınca ABD her seferinde zor durumda kalıyor. Yani NTE'ler ABD'nin yumuşak karnı.
Benzer endişe bugün Avrupa'da da var. Avrupa Birliği, 2030'a kadar NTE talebinin 5 kat artacağını öngörüyor ve 'Avrupa Kritik Hammaddeler Yasası' ile Çin'e olan bağımlılığı azaltmanın yollarını arıyor.
TÜRKİYE YENİ ALTERNATİF OLUYOR
Beylikova'daki dev rezerv, Türkiye'yi kısa sürede Çin'in en büyük alternatifi haline getirebilir.
ÇİN TEKLİFLE GELDİ TÜRKİYE REDETTİ
Türkiye'nin tarihi keşfinin ardından Çin'in Türkiye'ye 'biz işleyelim' teklifiyle geldiği, ancak Ankara'nın bunu reddettiği biliniyor.
Türkiye'nin hedefi ise net: Madenini kendi topraklarında işlemek, katma değeri ülke içinde tutmak.
Son dönemde Trump ve Çin arasındaki gerilimde Çin yeniden NTE kartını öne sürmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beyaz Saray ziyareti sonrası ise NTE madeninin ABD'ye verileceği yalanları ortaya atılmıştı.
ERDOĞAN: 'BU SAHA KİMSEYE VERİLMEDİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beylikova'daki saha üzerinden yapılan spekülasyonlara net bir dille yanıt verdi:
'Nadir toprak elementleri sahasının herhangi bir ülkeye verilmesi söz konusu değil. Kim bunu iddia ediyorsa, kendi ülkesine iftira atıyor.'
Bugüne kadar 310 farklı noktada 125 bin metre sondaj yapıldı ve 694 milyon tonluk kaynağın varlığı kesinleşti. Erdoğan, 'Dünyanın en büyük 5 üreticisinden biri olmayı hedefliyoruz. Milletimiz bize güvensin, bu güveni boşa çıkarmayacağız.' dedi.