Palet Türk Müziği İlkokulu, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı iş birliğiyle hayata geçirilen 'Gelenekten Günümüze Türk Müziği Çalıştayı'nı gerçekleştirdi.
Palet Türk Müziği İlkokulu, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı iş birliğiyle hayata geçirilen 'Gelenekten Günümüze Türk Müziği Çalıştayı' Palet Türk Müziği İlkokulu'nda gerçekleştirildi. Çalıştaya; Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden ve İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İpek Akın katıldı.
Türkiye'nin yüzyıllardır tarihsel yön arayışında olduğunu söyleyen Necmeddin Bilal Erdoğan, "Biz millet olarak herhalde 300 yıldır, -Karlofça'dan beri diyebiliriz-, istikametimizi arıyoruz. Ne yola gideceğimize karar vermeye çalışıyoruz, bulmaya çalışıyoruz. Zaman zaman yukarıdan aşağıya, zaman zaman aşağıdan yukarı çeşitli girişimler, çeşitli yönlenmeler içerisinde bulunmakla birlikte hala bir karar vermiş, bir yola girmiş de değiliz. Ama sanıyorum bu okul (Palet Türk Müziği İlkokulu), bu karara biraz aşağıdan yukarı hizmet etmeye çalışıyor. Kendi kimliğimiz, kendi kültürümüz, kendi derinliğimiz ve kendi geçmişimizle bir gelecek inşasına yönelik bir karar vermeye katkı sağlıyor" dedi.
"ÜMİT EDİYORUM, BU OKULDA YETİŞEN ÇOCUKLARIN HEPSİ BİRER KÜLTÜR İNSANI OLACAK"
Bu çabanın entelektüel anlamda da desteklenmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bunun tabii devamında eksikliğimiz hala yeni bir entelektüel sınıfın ortaya çıkıp topluma işitmesi gereken bazı şeyleri söylemesi, bazı konularda yönlendirmesi, ilham vermesi, istikamet vermesi. Bu kurumlar etrafında şekillenen bugünkü çalıştay, bu okulu tanıtma çabalarımızın bir hülasası gibi oldu. Çünkü buraya gelen misafirler, neler yapılması gerektiğiyle ilgili bize öneriler sundular, değerlendirmelerini bizimle paylaştılar. Biz de dedik ki, bunu daha sistematik bir şekilde nasıl geliştirebiliriz ve bugün burada söz alacak, panellerde katkılarını sağlayacak birçok insan, okulumuzun bundan önceki etkinliklerinde bizi ziyaret ettiler, tanıdılar. Ümit ediyorum ki bu okulda yetişen çocuklarımız hangi meslek sahasında hayatlarını sürdürürlerse sürdürsünler hepsi birer kültür insanı olacak. İnanıyorum ki bu yeni entelektüel sınıfın oluşmasında kendileri de rol oynayacaklar." ifadelerini kullandı.
Topluma fikri anlamda önderlik edecek insanların bu okulda yetişeceğini kaydeden Erdoğan, "Türk müziğimizin, kültürümüzün, kimliğimizin geleceğini inşa etmede birbirimizle daha çok paylaşmaya, daha çok istişare etmeye ihtiyacımız var. Kurumların sayısının artması çok kıymetli. Türk müziğinin bugünlere gelmesinde yeri geldi Yenikapı Mevlevihanesi ve Darülelhan rol oynadı, yeri geldi Sadettin Kaynak ve Tanburi Cemil Bey birer kurum olarak bunu sürdürdüler. İnanıyorum ki Palet Türk Müziği İlkokulu da bunu sağlayan kurumlardan bir tanesi olarak geleceğimize hizmet edecek." ifadelerini kullandı.
"ÜNİVERSİTELERİMİZ, ÖĞRENCİLERİMİZİ TÜRKİYE YÜZYILI'NA HAZIRLAMANIN MERKEZİ"
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar son yıllarda dijital teknolojiyle donanmış yeni neslin merhamet, adalet ve barış temelli olmaması kaygısının dünyada en çok korkulan şeylerin başında geldiğini, böyle bir dönemde sanatın ve estetiğin ne kadar önemli olduğunun çalıştay vesilesiyle bir kez daha gündeme geleceğini ifade etti. Üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi'nin faaliyetlerini aktararak, sanatın birçok dalında en üst düzeyde çalışmalar yapmaya çalıştıklarını anlatan Zülfikar, "Üniversitelerimizi, öğrencilerimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlamanın merkezleri olarak görüyoruz. İstanbul Üniversitesinin bir parolası var, 'Açık bilim, açık kapı' Bu, bilginin topluma inmesini, öğretim üyelerimizin ne yaptıklarının toplum tarafından bilinmesini ifade ediyor." diye konuştu.
"NİCELİĞE DEĞİL NİTELİĞE ODAKLANDIK"
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, müzik alanına ne kadar hizmet yapılırsa eksik kalacağını çünkü bu alanda geri kalındığını söyledi. Okulun, Türkiye'nin ilk özel müzik ilkokulu olduğunu ve alanında çığır açtığını vurgulayan Yelkenci, YETEV ile iş birliği içinde Medeniyet Üniversitesi Amir Ateş Ortaokulu ve Medeniyet Üniversitesi Amir Ateş Lisesi'nin hazırlıklarının sürdüğünü söyledi. Müzik okullarından yetişen kişilerin ileride Türk müziğine büyük hizmetler yapacaklarına inandıklarının altını çizdi.
"VERDİĞİMİZ DİPLOMALARIN ULUSLARARASI ARENADA TANINIRLIĞINI KONUŞTUĞUMUZ BİR NOKTAYA GELDİK"
Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden de Nabi’nin sözlerinden alıntı yaparak şöyle konuştu:
“Nabi şöyle diyor; ‘Mûsıkî hikmete dâir fendir bilene bilmeyene rûşendir ve nice esrârı vâr idrâk edicek, yer gelir sîneleri çâk edicek.’ Biz bu esrarı yüzlerce yıldır idrak etmeye çalışıyoruz; bizim musikimiz felsefe ile yapılıyor, edebiyat ile yapılıyor, bizim musikimizde söz önemli, güfte önemli. Hâl böyle olunca melodilerin güfte ile beraber hareket etmesinde mistik bir derinlik, geniş bir anlam telakki etmiş oluyor. Dolayısıyla bizler talebe yetiştirirken öğrencilerimize bu işin öncelikle zeminini, terbiyesini ve sistematiğini aktarmaya çalışıyoruz. Bugün, Türk müziğindeki eğitimi, kalitesini, verdiğimiz diplomaların uluslararası aranada tanınırlığını konuştuğumuz bir noktaya geldik.”
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İpek Akın da Türk müziğinde çok uzun zamandır süren icra, teori ve eğitim geleneğinin kuşaktan kuşağa aktarılmasına ilişkin çalışmalara ivme kazandığı günümüzde, Türk Müziği Çalıştayı’nın yüzyılları aşan köklü geleneğimizi anlatan çok değerli bir program olduğunu söyledi.
TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Açılış konuşmalarının ardından Doç. Dr. Aylin Şengün Taşçı moderatörlüğünde; Prof. Dr. Erhan Özden, Prof. Dr. D. Adnan Çoban, Doç. Dr. Şerife Güven’in katılım sağladığı “Günümüzde Türk Müziği Eğitimi” oturumu gerçekleşti.
Prof. Dr. Erhan Özden “Dar’ül Elhândan Musiki Muallim Mektebine Müzik Eğitimi” başlıklı konuşmasında Müsiki Muallim Mektebine gelene kadarki süreçte Darül Elhan’ın fonksiyonunun çok kıymetli olduğunu söyledi. Özden, “Darül Elhan’ın kurulma aşaması çok ilginç; I. Dünya Savaşı’nın zor günlerinde, yani devlet kasasının boş olduğu bir dönemde konservatuar kuruluyor, bu bambaşka bir vizyon. Bu dönemde konservatuvarın kurulma amacı aslında musiki muallimi yetiştirme gayesidir. Darül Elhan’ın kuruluş beyannamesindeki 4-5 maddeden biri; müsiki eğitimini profesyonel bir şekilde formasyona pedogojiyle öğrencilere aktarmaktır; fakat Maarif Vekâletinin izni olmadığı için hayata geçirilemiyor. Bu süreçte muvaffak olunamayınca Musiki Muallim Mektebine geçilen sürece kadar müzik öğretmenleri Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde eğitim görüyor. Müzik insanlarının orada öğrendiği müziğin, Milli Eğitimde yaygınlaşmasıyla beraber müzik eğitimi aslında uzun yıllar boyunca tek tip bir eğitim şeklinde devam etti” dedi.
"MEŞK MODELİ, BİRÇOK SPİRİTÜEL VE KÜLTÜREL ETKİLEŞİMİN SONUCUNDA OLUŞMUŞTUR"
Prof. Dr. D. Adnan Çoban, “Meşk Sisteminin Günümüz Türk Müziği Eğitiminde Yeri ve Önemi” başlıklı konuşmasında meşkin canlı modeli olan Alaeddin Yavaşça’dan ve meşk modelinin psikososyal ve nörolojik açılımlarından bahsetti. Çoban: “Meşk modeli, birçok spiritüel ve kültürel etkileşimin sonucunda oluşmuştur. Türk müziğin, 1000 yılı aşkın serüveninde kendi doğasına uygun metodunu, yine kendi dinamiklerinden hareketle belirlemiş ve bunun uzantısı olarak meşk modeli gelişmiştir. Musiki çevresinin dışladığı, hatta hakir gördüğü ve çağ dışı olarak nitelendirdiği meşk, Türk müziğinin nazariyatını, eserlerini; üslup, tavır ve manevi değerlerini asırlar boyunca taşımış ve bugüne intikal ettirmeyi başarmıştır" ifadelerini kullandı.
“Türk Müziği Eğitiminde Müfredat” başlıklı konuşmasında konuşan Doç. Dr. Şerife Güven ise hedefe odaklı müfredatın önemine dikkat çekti. Güven, “Özellikle Türk Musikisi eğitiminde; öğrenciye usul, makam, eser icrası, ses sistemi ve seyir unsurlarını barındıran bir eğitim müfredatı verilmelidir.” diye konuştu.
GÜNÜMÜZDE SAZ İCRACILIĞI
II. Oturum Doç. N. Yeşim Altınel Çoban moderatörlüğünde, Prof. Erol Deran, Prof. Dr. Gözde Çolakoğlu Sarı, Murat Aydemir’in katılımıyla “Günümüzde Saz İcracılığı” başlığıyla gerçekleşti.
“Taksim ve Makam Geçkileri” adlı konuşmasında taksimin yapısal özelliklerini ve makam geçkilerinde gözetilmesi gereken müzikal uyumu detaylandıran Prof. Erol Deran, “Bilindiği gibi taksim, icracının içinde hissettiklerini, müzikteki bilgi ve becerileriyle birleştirerek meydana getirdiği içsel kompozisyonunu bir disiplin çerçevesinde sesli olarak özgürce sergileyebilmesidir.” dedi.
Melodilerin uyumlu olmasının önemine de değinen Deran, “Taksim ederken veyahut da geçki yaparken, örneğin bir melodi yaptınız, -çok beğendiğiniz bir melodi-, ardından gelen ikinci melodi ondan daha güzel olsa bile, ikisi birbiriyle uyum sağlayamayabilir. Geçkinin uyumlu ve akıcı olması için iki makamı birbirine adapte edecek çözücü melodiyi, çeşniyi, sesi doğrudan doğruya veya yardımcı melodilerle ortaya çıkararak; melodinin melodiyi davet etmesine ve böylece eldeki melodinin gelecek melodiye incinmeden teslim olmasını sağlamak gerekir. Ancak bu sayede müzik cümleleri birbirleriyle yabancılaşmadan eldeki makam gidilecek makama istekli olarak kendini terk eder. Taksime başladığınızda, bu tür endişeleri gözeterek hareket ederseniz ve eldeki makam doğal biçimde gidilecek makama bağlanıyorsa, işte o zaman geçki gerçekten güzeldir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Gözde Çolakoğlu Sarı, “Çalgı Eğitiminde Usta Çırak İlişkisinin Günümüze Etkisi” adlı konuşmasında usta-çırak ilişkisi olmadan sözlü kültürle gelen müziklerin aktarılamayacağını söyledi. Hocaları gözlemenin, taklit etmenin ve tekrar etmenin önemini vurgulayan Sarı, “Hocanın çalgıyı tutuşu, parmak pozisyonları, yayı tutuşu, her biri bizim için bir deneyimdir. Önce gözlemek, arkasından beraber çalmak çok önemlidir” dedi.
Murat Aydemir ise “Tanburun Türk Müziğindeki Yeri ve Önemi” adlı konuşmasında tanburun geçmişten günümüze olan gelişimini görsellerle birlikte aktardı.
ARŞİVLERİN GÜNÜMÜZDEKİ TÜRK MÜZİĞİ'NE ETKİLERİ
Prof. Dr. D. Adnan Çoban moderatörlüğünde, Beşir Ayvazoğlu, Cemal Ünlü ve Mehmet Güntekin’in katılım sağladığı “Arşivlerin Günümüzde Türk Müziği’ne Etkileri” adlı III. Oturum gerçekleşti.
Beşir Ayvazoğlu; “Edebi Birikimimizin Bir Kaynak Olarak Türk Müziği Açısından Önemi, Cemal Ünlü; “Türk Müziği Gramofon Plak Arşivinin Dünü ve Bugünü”, Mehmet Güntekin ise “Yazılı, Görsel ve Sesli Arşivin Türk Müziği Uygulama Planında Yansımaları ve Etkileri” başlıklı konuşmalarıyla Türk müziğinin farklı boyutlarını ele aldılar. Edebi mirasın müziksel belleğe katkısından, gramofon plak arşivlerinin tarihsel gelişimine; yazılı, görsel ve işitsel kaynakların müzik uygulamalarındaki yeri ve önemine kadar uzanan çok yönlü değerlendirmelerde bulundular.
Çalıştay, İTÜ Türk Müsikisi Devlet Konservatuvarı Saz Topluluğu & Palet Türk Müzigi Topluluğunun icra ettiği “Klasiklerden, Çocuk Şarkılarına Türk Müziği” konseriyle sona erdi.