Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık görevinde bulunduğu 2005'te ilk kez Birleşmiş Milletler (BM) 60. Genel Kurulu görüşmelerine katıldı.

Erdoğan, Genel Kuruldaki hitabında, "Her şeyden önce kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak iradesini temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak yararınadır." mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15'inci kez Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edecek

Erdoğan'ın katıldığı sonraki BM Genel Kurulu ise 2007'deki 62. Genel Kurul görüşmeleri oldu.

Erdoğan, konuşmasında terörle mücadele konusuna dikkati çekerek "Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan terör eylemi hepimizi hedef alan bir insanlık suçudur. Sınır tanımayan terörü lanetliyor, terörün acı tecrübesini bizzat yaşamış bir ülkenin başbakanı olarak tüm insanlığa yönelik bu tehditle mücadelede dayanışma ve daha etkin işbirliği çağrısını buradan yineliyorum." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, 2009'da katıldığı BM 64. Genel Kurulunda ise BM'nin yapısının reforme edilmesi gerektiğine işaret etti.

Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulması için BM'nin etkinliğinin artması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletlerin, küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz. Fakat Birleşmiş Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır." değerlendirmesine bulundu.

2011'deki BM 66. Genel Kurulunda bölgesel konulara değinen Erdoğan; Suriye, Libya, Somali, Filistin'e ilişkin mesajlar verdi, Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin sona ermesi gerektiğini belirtti.

Erdoğan, "Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur." dedi.

"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR"

Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014 yılındaki BM 69. Genel Kuruluna hitap etti.

BM'nin reform ihtiyacını, "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleriyle bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır' derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır."

FETÖ'YE KARŞI ÖNLEM ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden yaklaşık 2 ay sonra BM 71. Genel Kuruluna katıldı.

Burada dost ülkeleri FETÖ'ye karşı önlem almaya çağıran ve terörle mücadele konusunda önemli mesajlar veren Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

Yunan basınından "Erdoğan-Miçotakis" iddiası
Yunan basınından "Erdoğan-Miçotakis" iddiası
İçeriği Görüntüle

"Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum. 29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye'deki darbe girişimi, aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiye'nin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir."

SURİYE VE TERÖRLE MÜCADELE MESAJLARI

2017'de yapılan BM 72. Genel Kurulu'ndaki konuşmasında ise Erdoğan'ın, Suriye ve terörle mücadele mesajları öne çıktı.

Türkiye'nin, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içinde olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Bunun yanında ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz de devam ediyor." dedi.

Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu'nun, bölgenin işgalinden bu yana DEAŞ'a karşı elde edilen en büyük başarı olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018'deki BM 73. Genel Kurulunda, BM'ye yönelik eleştirilerde bulunarak Filistin meselesini gündeme getirdi.

"Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir" diyen Erdoğan, BM Güvenlik Konseyinin sadece veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerine, yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya büründüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçmişte Bosna'da, Ruanda'da, Somali'de, yakın tarihte Myanmar'da, halen Filistin'de yapılan katliamlar hep Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gözü önünde gerçekleşmiştir. Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkarmayanların, onlara yapılan yardımları kısma konusundaki gayretleri sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Tüm dünya arkasını dönse bile, Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz."

DÜZENSİZ GÖÇ SORUNU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'daki BM 74. Genel Kurulu'nda ise düzensiz göç sorununu "Aylan bebek" örneğiyle anlattı.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde, sahile vuran minik bedeniyle düzensiz göç meselesinin sembolü haline gelen Aylan bebeğin fotoğrafını gösteren Erdoğan, "Dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdeniz’in karanlık sularında, ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki, bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir değil binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız." mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947'den bu yana Filistin haritasındaki değişimi anlatan görselle Filistin sorununa işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947'de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947, paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967'ye 1949'la birlikte, İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne, güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail... İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletlerin İsrail'le ilgili almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada."

DÜNYANIN FARKLI BÖLGELERİNDEKİ SICAKLIK ARTIŞININ NEDEN OLDUĞU AFETLER

BM 75. Genel Kurulu, 2020'de tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını nedeniyle video konferans aracılığıyla düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kuruluna 10'uncu hitabını, video konferans yöntemiyle gerçekleştirdi.

BM'nin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, konuşmasında şunları dile getirdi:

"Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim, 'Dünya beşten büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz. Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz."

2021'deki BM 76. Genel Kurulu konuşmasında dünyanın farklı bölgelerindeki sıcaklık artışının neden olduğu afetlere işaret eden Erdoğan, Asya ve Avrupa'da seller, Amerika'da kasırgalar, Afrika'da kuraklık, Akdeniz ülkelerinde yangınlar, Grönland'ın zirvesinde yağmur, çöllerde kar görülmesi gibi alışık olunmayan hadiseler yaşandığına dikkati çekti.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Pek çok yerde insanlar, toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlanıyor. Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde kuraklık, gıda sıkıntısı, hava olayları gibi bu tür sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür."

KARADENİZ TAHIL KORİDORU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu'nda Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili gelişmelere değinerek Karadeniz Tahıl Koridoru ve taraflar arasındaki müzakerelere ilişkin Türkiye'nin çalışmalarını anlattı.

Anlaşma kapsamında tahıl taşıyan bir geminin İstanbul Boğazı'ndaki fotoğrafını gösteren Erdoğan, "Sayın Genel Sekreter ile yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde, Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatı'nın ikinci ayı dolarken, sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz. Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat Birleşmiş Milletlerin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir. Dünyanın dört bir yanında uluslararası camiadan medet umanların Birleşmiş Milletlere besledikleri güven, bu başarıyla yeniden tazelenmiştir. İstanbul Mutabakatı, taraflar açısından hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini de ispatlamıştır." ifadelerini kullandı.

"ULUSLARARASI TOPLUMU KKTC'NİN BAĞIMSIZLIĞINI TANIMAYA DAVET EDİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki yıl düzenlenen BM 78. Genel Kurulu'nda da BM'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü. Terörle mücadele, İslam düşmanlığı ve ırkçılık gibi konularda mesajlarını paylaşan Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı, Filistin meselesi, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de değindi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle ilgili de mesajlar veren Erdoğan, "Uluslararası toplumu, KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz." ifadeleriyle dünya devletlerini KKTC'yi tanımaya çağırdı. Erdoğan, ayrıca "Ada'daki BM Barış Gücü'nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs'ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz." dedi.

Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın, bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru'nun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir." diye konuştu.

ULUSLARARASI TOPLUMA İSRAİL'İN SALDIRILARINA KARŞI DURMASI İÇİN ÇAĞRI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 24 Eylül'de BM 79. Genel Kurulu'na 14'üncü kez hitap etti.

Uluslararası topluma İsrail'in saldırılarına karşı durma çağrısında bulunan Erdoğan, "Filistin'i tanımayan diğer devletleri, bu kritik dönemde tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an evvel tanımaya davet ediyorum. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti'nin vücut bulması artık daha fazla ertelenemez. Bundan 70 sene önce nasıl Hitler, insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa, Netanyahu ve cinayet şebekesi de insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır." diye konuştu.

BM'nin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, "Üzülerek görüyoruz ki son yıllarda Birleşmiş Milletler kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalıyor. Giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor. 'Dünya Beşten Büyüktür' şiarının temsil ettiği değerlere, bugünlerde daha çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM 79. Genel Kurulunda yaptığı ve Gazze konusunda uluslararası topluma, artık harekete geçme çağrısında bulunduğu konuşma, yabancı basında da geniş yer buldu.

 

15'İNCİ KEZ HİTAP EDECEK

Her yıl dünya liderlerini ABD'nin New York kentinde bir araya getiren BM Genel Kurul'unda yüksek düzeyli hafta olarak bilinen ve liderlerin konuşmalarına ev sahipliği yapılan oturum, bu yıl 23 Eylül'de başlayacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, oturumda dördüncü sırada söz alması öngörülüyor. Genel Kurula 195 ülkeden üst düzey katılım sağlanması bekleniyor.

BM 80. Genel Kurulu'na 15'inci kez hitap edecek Erdoğan'ın konuşmasının ana gündem maddesi ise İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırım, Filistin'in devlet olarak tanınması ve uluslararası alanda İsrail'e karşı atılacak adımlar olacak.

Erdoğan'ın özellikle Gazze'deki duruma dikkati çekmesi, üye ülkelerden İsrail'in saldırılarına karşı durmalarını talep etmesi öngörülüyor.

Zirve kapsamında devlet ve hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştirecek Erdoğan'ın, 22 Eylül'de Filistin Konferansı'nda, 24 Eylül'de ise BM İklim Zirvesi'nde konuşma yapması bekleniyor.

 

Kaynak: RSS