Barselona’daki Josep Carreras Lösemi Araştırma Enstitüsü öncülüğünde yürütülen çalışmada Branyas’ın genomunun, yaşına göre olağanüstü genç özellikler gösterdiği saptandı.
Nadir genetik varyantlarının bağışıklık sistemi, kalp ve beyin sağlığıyla ilişkilendirildiği belirtildi. Ayrıca düşük inflamasyon seviyeleri, güçlü kardiyovasküler yapı ve dengeli bir bağırsak mikrobiyomu da dikkat çekti.
Branyas’ın iyi kolesterolünün çok yüksek, kötü kolesterol ve trigliserit seviyelerinin ise çok düşük olduğu bildirildi. Bu biyolojik avantajların yanı sıra, yaşamı boyunca sosyal, zihinsel ve fiziksel olarak aktif kalması ile Akdeniz tipi beslenmesinin de etkili olabileceği ifade edildi.
TELOMERLERDE SIRA DIŞI BULGU
İlginç bir şekilde, Branyas’ın telomerlerinin — kromozomların uçlarını koruyan yapılar — oldukça kısa olduğu gözlendi. Normalde kısa telomerler yüksek ölüm riskiyle ilişkilendirilirken, bilim insanları bu durumun Branyas’ta kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemiş olabileceğini öne sürdü.
“YAŞLILIK HER ZAMAN KÖTÜ SAĞLIK DEMEK DEĞİL”
Araştırmanın yazarları Eloy Santos-Pujol ve Aleix Noguera-Castells, “Çalışmamız gösteriyor ki ileri yaş her zaman kötü sağlıkla birlikte gelmek zorunda değil” dedi. Ancak tek bir örnekten yola çıkıldığını hatırlatarak, sonuçların daha geniş gruplarda doğrulanması gerektiğini vurguladılar.
İNSAN ÖMRÜNÜN SINIRLARINA DAİR İPUÇLARI
100 yaş üstü nüfus hızla artarken, 110 yaşını geçen “süper asırlıklar” son derece nadir. Branyas’ın vakası, insan ömrünün biyolojik sınırlarını anlamada araştırmacılara eşsiz bir fırsat sundu. Çalışma Cell Reports Medicine dergisinde yayımlandı.