Dünya

İtalyanlar yazdı: Sudan krizinde beklenen ülke Türkiye! 'Yumuşak güç,jeopolitik akılcılık'

Sudan'da tırmanan krizle ilgili Türkiye'nin devreye girmesi bekleniyor. İtalyan araştırma enstirüsü ISPI, Türkiye ile Mısır'ın bölgede ortak hamle gerçekleştirebileceğini kaydetti.

Haber7 - ÖZEL

İtalyan Uluslararası Siyasi Araştırmalar Enstitüsü'nün (ISPI) raporuna göre, Türkiye ile Mısır arasındaki son yakınlaşma, Sudan'daki iç savaşın sona erdirilmesi konusunda bölgesel diplomasiyi dönüştürebilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Ankara'nın temkinli tutumu ile Kahire'nin yerel nüfuzu birleşirse, bu işbirliği, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz'de yeni bir diplomatik denge oluşturabilir.

ISPI, Türkiye'nin 2019 sonrası Sudan politikasında temkinli ama istikrarlı bir strateji izlediğini belirtti. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arabuluculuk girişimleri, hem Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) hem de Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) liderleriyle yürütülen diyaloglar aracılığıyla çatışmaların barışçıl yolla çözülmesi için önemli bir zemin oluşturdu.

Dünyayı şoke eden vahşet! Arkasından altın ve zengin maden rezervleri çıktı

BEŞİR DÖNEMİNDE TÜRKİYE'NİN STRATEJİK HAMLELERİ

2000'lerin ortalarından itibaren Türkiye, Afrika açılımı kapsamında Sudan'la ilişkilerini güçlendirmişti. Darfur krizi nedeniyle uluslararası alanda izole edilen Hartum yönetimiyle ekonomik ve stratejik işbirliği kurulmuş, Kızıldeniz'deki Sevakin Adası projesi Ankara'nın bölgedeki varlığını derinleştirmişti.

Ancak bu girişimler, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi aktörler tarafından 'jeopolitik meydan okuma' olarak görülmüştü. Ankara'nın Sevakin'de inşa etmeyi planladığı üssün, bu eksenleri tedirgin ettiği öne sürülmüştü.

ISPI raporuna göre Türkiye'nin Afrika'da bağımsız bir diplomatik çizgi izleme kararlılığı, bu dönemde Kahire ve Riyad cephesinde rahatsızlık oluşturdu, fakat Ankara'nın bölgesel etkinliğini artırdı.

TÜRKİYE TEMKİNLİ AMA FAAL

2019'da Ömer el-Beşir'in darbeyle devrilmesiyle Sudan'da yeni bir dönem başlarken, Türkiye dış politikasını yeniden yapılandırdı. Ankara, geçiş hükümetine karşı dengeli ve yapıcı bir tutum benimsedi.

Dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Hartum ziyareti ve Başkan Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda Sudan Başbakanı Abdallah Hamdok ile yaptığı görüşme, Türkiye'nin çatışmanın dışında kalma ama süreci etkileme politikasının işaretiydi.

ISPI, Türkiye'nin bu süreçte insani diplomasiye ağırlık verdiğini, TİKA ve AFAD'ın yardımlarıyla Sudan halkına ulaşarak, 'yumuşak güç' unsurlarını sahada etkin biçimde kullandığını vurguladı.

COVID-19 ve sel felaketlerinde Türkiye'nin tıbbi yardımları, Ankara'nın bölgedeki saygınlığını pekiştirdi.

KAHİRE İLE ANKARA'DAN KONTROLLÜ ORTAKLIK BEKLENTİSİ 

Türkiye ve Mısır arasındaki diplomatik çözülme, Sudan'daki dengeleri yeniden şekillendirebilir. Ankara, BAE ve Suudi Arabistan'ın ardından Kahire ile kurduğu yeni ilişkiyi, Sudan'da istikrarı destekleyecek stratejik bir ortaklığa dönüştürmeyi hedefliyor.

Mısır ise Nil su güvenliği ve Kızıldeniz'deki jeopolitik çıkarları doğrultusunda Sudan'da etkili bir hükümet arayışında. Her iki ülkenin çıkarları, Sudan'da istikrarlı bir yönetimin kurulması yönünde örtüşüyor.

ISPI'ye göre, Türkiye'nin ekonomik yatırımlarını koruma arzusu ile Mısır'ın istikrar beklentisi, iki ülkenin Sudan'da 'kontrollü ortaklık' kurmasını mümkün kılabilir.

Erdoğan'dan İslam alemine çağrı: Herkes elini taşın altına koymalı! Katliam kabul edilemez

İRAN FAKTÖRÜ 

Raporda dikkat çeken bir başka unsur, İran'ın Sudan'daki artan etkisi. ISPI'ye göre, Tahran yönetimi Sudan Silahlı Kuvvetleri'ne (SAF) insansız hava araçları sağlayarak sahadaki güç dengesini değiştirmeye başladı.

Bu durum, Ankara-Kahire işbirliğini kaçınılmaz kılıyor. ISPI'nın iddiasına göre her iki ülke de İran'ın bölgedeki etkisini sınırlamak ve Sudan'da müzakere masasına güçlü bir hükümetle dönülmesini sağlamak istiyor.

MISIR-ETİYOPYA GERİLİMİNE DİKKAT

ISPI analizinde, Türkiye ve Mısır'ın ortak hareket etmesi halinde sadece Sudan'da değil, Libya'daki kırılgan dengeyi de koruyabilecekleri belirtiliyor.

Raporda, Türkiye'nin Sudan'da Mısır'la yakınlaşmasının bazı riskler taşıdığı da ifade edildi.

Ankara, Etiyopya ile güçlü ilişkilerini sürdürürken Kahire ile işbirliğini dikkatle dengelemeli. Çünkü Mısır ile Etiyopya arasında, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) nedeniyle gerginlik sürüyor.

Ayrıca, Somali-Mısır ittifakı ve Somaliland-Etiyopya liman anlaşması, Afrika'da yeni bir kutuplaşma ihtimalini doğuruyor. Bu denklemde Türkiye'nin dengeleyici diplomasi rolü, hem Sudan hem de bölgesel güvenlik açısından belirleyici olacak.

TÜRKİYE BAŞARIRSA YENİ GÜÇ DENGESİNE YÖN VERİR

ISPI'nin analizine göre, Türkiye-Mısır yakınlaşması, Sudan'da koordineli diplomasi için tarihi fırsat oluşturabilir. Fakat bu işbirliği, Körfez ülkeleriyle rekabeti tırmandırmadan yürütülmeli.

Türkiye'nin hem Afrika'daki yumuşak güç stratejisi, hem de jeopolitik akılcılığı, bu süreçte belirleyici olacaktır.

Ankara'nın diplomatik başarısının, yalnızca Sudan'daki barışa değil, Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu'nda yeni güç dengesine de yön verebileceği kaydedildi.