Hamas'a bağlı Esirler Medya Ofisi tarafından yayımlanan raporda, serbest bırakılan Gazzeli esir Nebhan'ın açıklamalarına yer verildi.
Raporda, ifşa edilen 'tabut yöntemi'nin İsrail hapishanelerindeki en ağır işkence biçimlerinden biri olduğu vurgulandı.
Nebhan, 13 Ekim 2025'te Hamas ile İsrail arasında 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında serbest bırakılan 1700 Gazzeli esir arasında yer alıyordu.
Çoğu bitkin ve tanınmaz halde özgürlüklerine kavuşan Filistinli esirler, İsrail hapishanelerinde 'işkenceye, aç bırakılmaya ve aşağılanmaya' maruz kaldıklarını anlattı.
Rapora göre, İsrail ordusu tarafından 8 Ekim 2023'te başlayan ve iki yıl süren soykırım sırasında alıkonulan Nebhan, yaşadıklarını 'Cehennem, Sde Teiman adlı kötü şöhretli kampta geçirdiğim 35 günle başladı.' diyerek anlattı.
Nebhan, esareti süresince Negev, Ofer, Ramle, Megiddo ve Gazze çevresindeki yerleşimlerde bulunan hapishanelere nakledildiğini söyledi.
'DİSKO VE TABUT YÖNTEMİ'
Nebhan, 'disko yöntemi'nin mahkumun bir odada aşırı yüksek sesli müzikle işkenceye maruz bırakılması olduğunu belirterek bu ses düzeyinin 'insanın birkaç dakika dayanamayacağı kadar yüksek' olduğunu vurguladı.
Bu yöntemin 'fiziksel işkenceden daha zor' olduğunu aktaran Nebhan, '10 ila 12 gün boyunca, elektrik bağlantılı metal bir sandalyeye oturtularak müzik odalarına götürüldüm.' dedi.
Nebhan, bu süre boyunca sorgu memurlarının esire, Hamas liderlerinin yerleri, tünel haritaları veya direniş gruplarına ait isimleri sorduğunu belirterek 'Esirin bilgi vermemesi halinde ise elektrik akımının şiddeti katlanarak artırılıyordu.' diye konuştu.
İşkencenin artarak sürdüğüne dikkati çeken Nebhan, 'Her cevapta aynı sorular tekrarlanıyor, her reddedişimde işkence daha da artıyordu.' ifadelerini kullandı.
'Disko odalarında' maruz kaldığı işkencelerin ardından Nebhan, geceleri ise 'demir tabutlara' konuluyordu.
Nebhan, gecelerini geçirdiği o tabutu, 'Bu, ölülerin konulduğu tabutlara benzeyen demirden bir kafesti.' şeklinde tanımladı.
Büyük bir açlık ve susuzluğa maruz bırakıldıklarına da işaret eden Nebhan, 'Tabutun içinde yalnızca küçük bir hortum bulunuyor. Bu hortumdan verilen tek günlük gıda, plastik bir bardağın dörtte birini bile doldurmayan sıvı bir içecekten ibaretti. Nefeslerimiz bile bu tabutlarda sayılıyordu.' ifadelerini kullandı.
Nebhan, 10 ila 12 gün boyunca gündüzleri 'disko odasında', geceleri ise 'tabut'ta işkenceye maruz kaldığını ifade etti.
Raporda, Nebhan'ın 'açlık, hastalık, zulüm ve aşağılanma dahil her türlü işkenceye maruz kaldığı'na dikkat çekildi.
Nebhan, 'Yemek payımızı artırmalarını istediğimizde, cezaevi idaresi bize, 'Sizi doyurmakla değil, sorguya dayanacak kadar yaşatmakla yükümlüyüz' diyordu.' şeklinde konuştu.
Esirlerin az miktardaki kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini biriktirip akşamları birlikte yiyerek biraz doymaya ve uyuyabilmeye çalıştığını kaydetti.
UYUZ HASTALIĞIYLA MÜCADELE
Raporda ayrıca, hapishanelerde uyuz hastalığının yaygın olduğu, birçok tutuklunun yaralar ve iltihaplarla mücadele ettiği, bazılarının sinir hasarı veya felç yaşadığı aktarıldı.
'En zor anlardan biri hastalandığımda tedaviye erişemememdi.' diyen Filistinli, İsrailli sorgu memurlarının kendisini, anne-babasının yaşamlarına karşı 'orduda ajan olarak çalışmaya' zorladığını söyledi.
Nebhan, teklifi 'Vallahi, sizinle işbirliği yapmaktansa, onları bombalayın, hepsi şehit olsun. Bu bin kat daha onurludur.' diyerek reddettiğini belirtti.
İsrail'in psikolojik baskı amacıyla Nebhan'a sürekli 'ailesinden bazılarının Gazze'deki bombardımanlarda öldüğü' haberini ilettiği aktarıldı.
İsrail hapishanelerinde 10 binden fazla Filistinli esir, aralarında çocuklar ve kadınlar da olmak üzere, 'işkence, açlık ve tıbbi ihmale' maruz kalıyor. Bu durum, çok sayıda esirin hayatını kaybetmesine yol açıyor.
Gazze Şeridi'nde 2 yıl boyunca soykırım gerçekleştiren İsrail ordusunun saldırılarında 68 bin 875 Filistinli hayatını kaybetti, 170 binden fazlası yaralandı.
İsrail'in saldırılarında yıkılan binaların enkazı altında binlerce Filistinlinin naaşının bulunduğu belirtiliyor.