HABER7
İsrail’in Katar topraklarına yönelik düzenlediği hava saldırısında devreye girmeyen ABD’nin uzun menzilli hava savunma sistemi Patriot’a Avrupa da sırt döndü.
Hava savunma kapasitesini güçlendirmek isteyen Danimarka hükümeti, ABD’nin Patriot PAC-3 teklifini reddetti. Danimarka Krallığı, Fransız–İtalyan ortak üretimi SAMP/T hava savunma sistemini seçti.
Danimarka, Washington’un 8,5 milyar avroluk daha cazip teklifine rağmen verilen Patriot sistemlerini geri çevirdi.
NATO’NUN DOĞU KANADINA ABD’SİZ ‘KALKAN’
Danimarka’nın bu tercihiyle, Avrupa’nın katmanlı füze savunma altyapısına sekiz bataryadan oluşacak SAMP/T kalkanı eklenmiş olacak.
Bu kalkanın NATO’nun doğu kanadını güçlendirmesi ve İttifak’ın Baltık–Kuzey bölgesindeki caydırıcılığını artırması bekleniyor.
PATRİOT'TAN DAHA UZUN MENZİLLİ
Fransa ve İtalya’nın ortak geliştirdiği SAMP/T MAMBA sistemi, 120 kilometre menzile sahip füzeleri ve 360° kapsama sağlayan AESA radar teknolojisiyle öne çıkıyor. Sistem aynı zamanda, Avrupa’nın çok katmanlı hava savunma doktrinine tam entegrasyon sağlayabilmesiyle dikkat çekiyor.
ABD yapımı Patriot PAC-3 MSE ise menzili daha kısa olmasına rağmen, IBCS (Integrated Battle Command System) entegrasyonu sayesinde çok uluslu hava savunma mimarileriyle bağlantılı görevlerde farklı kabiliyetler sunuyordu.
____________
GRÖNLAND GERİLİMİNİN GÖLGESİNDE KARAR
Savunma tercihinin yalnızca teknik değil, siyasi boyutları da bulunuyor.
Danimarka ile ABD arasında uzun süredir Grönland gerilimi yaşanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, güvenlik gerekçeleriyle Grönland’ın ABD tarafından satın alınması gerektiğini defalarca dile getirmiş, bu açıklamalar Kopenhag tarafından sert tepkiyle karşılanmıştı.
KATAR’DA UYUDU
ABD’nin Patriot sistemleri, Ortadoğu’da uzun süredir tartışmaların odağında. İsrail’in Katar’a saldırısı sırasında Patriot bataryalarının devreye girmemesi, uluslararası kamuoyunda “Patriot gerçekten güvenilir mi?” sorusunu gündeme taşımıştı. Bölgenin en gelişmiş hava savunma sistemlerinden biri olarak tanımlanan Patriot’un bu pasifliği, Washington’un müttefiklerine verdiği güvenlik garantilerini de sorgulatmıştı.