Haber7 - ÖZEL
Amerikalı eski Pentagon yetkilisi ve düşünce kuruluşu AEI mensubu Michael Rubin, milyarder iş adamı Philip Anschutz’a ait Washington Examiner haber dergisinde “Türkiye’nin çöküşü ve bölünmesi kaçınılmaz görünüyor” başlıklı makale kaleme aldı.
Michael Rubin, Türkiye’ye ilişkin yaptığı son analizde yine düşman algısıyla hareket etti.
Türkiye’nin bölgesel gücünü hedef alan CIA aparatı Michael Rubin, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde derin algı operasyonuna kalkıştı.
Amerikalı Michael Rubin, Türkiye’yi “bölgesel çatışma ve iç bölünme ile yüz yüze bırakacak bir patikaya oturtulmuş ülke” olarak tanımladı.
Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği başarıların sadece bir “görünüşten ibaret” olduğunu öne süren Rubin ülkenin “çöküşe ve bölünmeye” doğru ilerlediği hezeyanını dillendirdi.
‘TÜRKİYE ZİRVEDE’ DİYE BAŞLADI, KİNİNİ KUSTU
Makalesine “Türkiye zirvede” diye başlayan Rubin, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile olan ilişkisi meyvelerini veriyor; Trump yönetimi, F-35 Müşterek Taarruz Uçağı’nın Türkiye’ye satışını hızlandırmak istiyor. Cumhurbaşkanının damadı tarafından yönetilen Türkiye’nin silah sanayii, askeri teknolojiyi tersine mühendislikle geliştiriyor ve milyarlarca dolar kazanıyor; sıklıkla insansız hava araçları ve diğer silahları dünyanın en kötü şöhretli rejimlerine satıyor.” diye devam etti.
Türkiye’nin Suriye politikası ve Kürt meselesiyle ilgili köklü çözüm adımlarını karalamaya kalkan CIA aparatı Rubin, “Suriye tarihi olarak Türkiye için bir tehdit olmasına rağmen — iki ülke 1997’de neredeyse savaşın eşiğine gelmişti — bugün Türkiye, Suriye’deki diplomatik ve ekonomik güçte baskın bir konumda. Sadece Suriye’nin yeniden inşasından, Erdoğan’a yakın şirketler milyarlarca dolarlık sözleşmeler kazanma potansiyeline sahip.” dedi.
“HALK ERDOĞAN’I ‘ÜLKEYİ ÇÖKERTEN LİDER’ OLARAK HATIRLAYACAK”
Türkiye’nin iç meselelerini karanlık zihniyetiyle yorumlayan Türk düşmanı Rubin, “Ülke içinde, Erdoğan’ın en büyük rakiplerini cezasız şekilde hapse atması, onu güçlü hissettiriyor. Görünürdeki zaferini tamamlayan şey ise, yıllarca süren bombalamaların ardından Türkiye’nin Kürtleri ateşkesi kabul etmeye ve silah bırakmaya zorlamış olması.” ifadelerini kullandı.
Rubin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Görünüş aldatıcı olabilir. Erdoğan kendisini Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden kuran bir sultan gibi hayal ediyor olabilir, ancak Türk halkı onu büyük ihtimalle ülkenin çöküşüne yol açan kibirli adam olarak hatırlayacak. Enflasyon yüksek ve Türk lirası hızla değer kaybediyorken, Türk refahı bir seraptan ibaret. İran’da İslam Devrimi’nden sonra halkın hayat standardı nasıl ki benzer ülkelerin çok gerisine düştüyse, Erdoğan’ın yavaş ilerleyen İslam Devrimi de Türk orta sınıfının çöküşünü beraberinde getirecek.”
TRUMP’IN TÜRKİYE’YE SICAK YAKLAŞIMINDAN RAHATSIZ OLDU
ABD’deki Türkiye odaklı gündeme değinen Rubin, “Düşünün: Trump, Amerika’nın en gelişmiş savaş uçağının satışını onaylaması için Kongre’yi zorlayabilir, fakat Erdoğan’ın yalnızca Trump’a odaklanması ve Kongre’yi hiçe sayması Türkiye’nin Washington’daki etkisini altüst etti. New York Belediye Başkanı Eric Adams faciasının ardından birçok siyasetçi Türklerle iş yapmanın fazlasıyla riskli olduğunu düşünüyor. Bir zamanlar birkaç yüz üyeye sahip olan Kongre’deki Türk Dostluk Grubu’nun sayısı bugün üçte bire düştü. Trump, ABD-Türkiye ilişkilerini şimdilik ayakta tutabilir, ancak ikili bağların temeli olan ortak çıkarlar çökmüş durumda. Türkiye’nin imajı zehirli; ne Cumhuriyetçiler ne de Demokratlar artık onun savunusuna koşuyor.” sözlerini sarf etti.
SURİYE HAZIMSIZLIĞI
Türkiye’nin Suriye’deki kazanımlarını diline dolayan Rubin, şu mesnetsiz yorumları kaleme aldı:
“Türkiye’nin Suriye’deki kumarı da geri tepecek. Yurt dışında İslamcıları dış politika aracı olarak destekleyen her ülke, istisnasız, sonunda bunun bedelini ağır şekilde ödedi; Suudi Arabistan, Pakistan ve Suriye bu konuda en öne çıkan örnekler. Geçici Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara şimdiden başarısız oluyor fakat Erdoğan’ın güçlendirdiği aşırılıkçılar onlarca yıl boyunca bölgeyi, Türkiye dahil terörize edecek.”
ALÇAK TEMENNİ: TÜRKİYE ÇATIŞMALARIN MERKEZİ OLACAK
Terörsüz Türkiye sürecinden duyduğu rahatsızlığı gizleyemeyen CIA aparatı Rubin, terör örgütü PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili şu satırları kaleme aldı:
“Türkiye’nin Kürtler üzerindeki zaferi de bir Pirus Zaferi idi. Erdoğan Kürtleri aşağılamaya çalışıyor ve ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana anlamlı bir barış müzakeresini reddetti. Türkiye destekli Suriye hükümeti onları yok etmeye çalışırken, Kürtlerin gidecek başka yeri kalmadı; ya Türkiye’nin dağlarına ya da İstanbul’un gecekondu mahallelerine sığınacaklar. Savaş yeniden başladığında — muhtemelen Kürtler bu kez dış yardımdan faydalanarak — çatışmanın merkezi Türkiye’nin kendisi olacak. Türkiye’nin yıllardır, belki de on yıllardır yaşadığı sakinlik sona erecek.”
İŞGALE DİRENEN HAMAS’LA BÖLÜCÜ PKK’YI BİR TUTTU
Siyonist kimliğini yazının en sonunda açığa çıkaran ABD’li Rubin, İsrail soykırımına karşı Gazze’de vatan topraklarını savunan Hamas üzerinden Ankara’ya çattı.
Başkan Erdoğan’ın Hamas’ın işgale direnişini sahiplenici tavrını “bardağı taşıran son damla” olarak yorumlayan Rubin, açıkça İsrail’in etki ajanlığına soyundu.
Filistin’in seçimle iş başına gelen meşru siyasi otoritesi Hamas’la, bölücü eylemlerle on yıllardır kanlı terör saldırıları düzenleyen PKK’yı bir tutmaya kalkan Rubin, şunları yazdı:
“Türkiye’nin Hamas’ı sahiplenmesi, bardağı taşıran son damla oluyor. Erdoğan’ın Filistin bağımsızlığı için gösterdiği hararetli savunuculuk, Türkiye için geri tepecek bir emsal teşkil ediyor. Hamas’ın terörünü meşru mu görüyor? O halde benzer şekilde, Kürt terörü de meşru sayılabilir. Tanınmış sınırları hiçe sayarak bağımsızlığı mı savunuyor? Aynı mantıkla, Erdoğan’ın işlerine karışmasından rahatsızlık duyan Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve giderek artan sayıda Arap ülkesi Kürt bağımsızlığını tanıyabilir; haritayı kendi istedikleri gibi çizebilirler. Türkiye’nin itirazları belki de önemsenmeyecek.”
KAOS UMUDU: “ERDOĞAN GİDİNCE TÜRKİYE ÇÖKECEK, KÜRTLER AYRILACAK”
CIA aparatı Rubin, alçak sözlerini şöyle tamamladı:
“Filistin ve Kürt meseleleri tamamen birbirine denk olmasa da: Batı Şeria ve Gazze’de 5 milyon Filistinli var; ancak Türkiye’de bunun en az beş katı kadar Kürt bulunuyor. Erdoğan görevden ayrıldığında, ardında temelleri zayıflayan, çöken bir ülke bırakacak. Onun yerini güçlü bir adam alması pek olası değil; bu nedenle Kürtler Filistin emsalini kullandığında, Türkler bölünmeyi engellemekte zorlanacak. Nitekim Ankara itiraz etse bile, Kürtler sadece bir halk oylaması isteyecek; sonucu ise, birleşik bir Türkiye’nin birleşik Yugoslavya kadar demode olduğunu teyit edecek.”