Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı A Haber canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu.
Yumaklı'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Buraya gelmeden önce haber bültenlerini izlerken Fransa'dan ve İspanya'dan haberler vardı. Fransa'da halihazırda devam eden büyüme eliminde olan bütün ülkeyi teyakkuz geçiren bir orman yangını var. Aslında iklim değişikliğini etkisini hep konuşurken teorinin pratiğe nasıl geçtiğini de hep beraber deneyimliyoruz. Birkaç rakam vererek aslında bunu teyit de edelim. Dünyada aslında son 10 yılda yanan alanlar, bir önceki on yılda yanan alanların tam iki katı. Dünyada son dokuz yıl 1880 yılından bu yana en sıcak dokuz yıl. Geçen yıl yani 2024 yılı son 145 yılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti. Avrupa'da geçtiğimiz yıl 165 bin hektarlık bir alan yandı. Bu yıl aynı dönem, 354 bin hektarlık alan yandı. Bütün bu verilerin tamamına baktığımızda aslında bütün dünyada iklim değişik etkisinden kaynaklı bir sıcaklık artışı, hava olaylarında anormallik ve çok yoğun bir şekilde bunun yangına dönüşmüş halini görüyoruz. Yangınlar dediğimiz zaman sadece orman yangınlarına almayalım elbette orman yangınları itibari ile bizim gündemimize geliyor ama Tarım alanlarından tutunda diğer bütün ormana sirayet edenlerin tamamını bütün olarak düşündüğümüzde iklim değişikliğinin yangınları tetiklemesinde ve büyük yangının oluşmasında ne kadar etkili olduğunu da görmüş oluyoruz.
EKİPLER ŞU ANA KADAR KAÇ YANGINA MÜDAHALE ETTİ?
Toplamda geçtiğimiz yıl yangınların bu zamana kadarki 4586 yangın vardı. Bu yıl an itibari ile 4668 yangın vardı. Ancak geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasındaki bir fark var. Orman dışından çıkan yangınların sayısı geçtiğimiz yıla göre arttı. Şöyle bir istatistik vereyim. Bizim müdahale ettiğimiz orman dışında başlayıp bizim müdahalemiz sonucu söndürülen yangınların oranı toplam bu 4668 yangının içerisinde yüzde 57. Yine orman dışına başlayıp ormanın içerisine sirayet eden ve ve bir orman yangınına sebep olan yangınların oranı yüzde 30, ormanda başlayan ve orman yangını olarak oluşan yangınların oranıysa %13. Aslında biz geçtiğimiz iki haftalık dönemi hatta öncesini de iki dalga halinde gelen yangınlara baktığımız da bunlar bizim gündemimize gelen yangınlar. Hiç gündeme gelmeyen hatta bugün de vardık yerde bunların söndürüp artık onun tehdit olmasının önüne geçiliyor ve yangın engelleniyor. Peki 4668 yangın çıktı nasıl söndü? Elbette bizim şu an itibari ile Cumhuriyet tarihinin en güçlü kara ve hava filosuna sahip olmamızın büyük önemi var.
TÜRKİYENİN YANGINA MÜDAHALE KAPASİTESİ NE?
Özellikle bizim su atma kapasitelerinden hareket edelim. 2002'de hava araçları sadece 73 ton su atıyordu. Şu anda 438 tona ulaştı. Bizim 27 uçağımız var, 105 helikopterimiz var dünyada İnsansız Hava Araçlarını orman yangınlarında kullanan ikinci ülkeyiz. 25 bin çalışan deneyimli arkadaşımız var. 130 binin üzerinde eğitim almış bizim kayıtlarımızda var olan gönüllü kardeşlerimiz var. Hava ve kara araçlarımızın ülkenin çeşitleri yerlerine Meteoroloji'den aldığımız verilerle risk bazında konuşlandırılması var. Hava araçları örneğin 58 yerde konuşlandı. Yine kara araçlarına geleyim bin 786 arazözümüz var. 2 bin 742 ilk müdahale aracımız var. Yaklaşık 900'e yakın da ağır iş makinamız var. Şöyle söyleyeyim bir gün içerisinde 11 büyük yangına müdahil olduk. Bunların her birinin büyüklüğünü şöyle anlatabilirim. Eğer bu yangınlar, bizim kabiliyetimiz ve kapasitemiz olmamış olsaydı Herkesin hafızalarında hala taze olan birer Manavgat yangını, birer Marmaris yangını olma potansiyelindeydi. Ama çok şükür ki geldiğimiz an itibari ile devletimizin elinde olan bu imkanlar, bakanlığımızın bu anlamdaki Orman Genel Müdürlüğünün tecrübesi bizi bu yangınları çok hızlı bir şekilde müdahil olup söndürmemize yol açtı.
Şunu unutmayalım yangınların %96'sı doğrudan ya da dolaylı insan faktöründen oluşuyor. Nedir bu? Sigara izmaritinden tutun da anız yakmasına, bahçesinden topladığı çöp yakanından, orman içlerine veya kenarlarına atılan çöplerin tutuşmasına kadar bir dolu faktör var. Dolayısıyla geri kalan yüzde 4'ü ise doğal sebeplerden yıldırım düşmesi ve benzeri. Bunları tetikleyen de ilk konuştuğumuz husus iklim değişikliği. 3/30 diye bir faktör var yani üç tane 30'un yan yana gelmesiyle orman yangını oluşuyor.
"15 EKİM'E KADAR TEYAKKUZ HALİNDEYİZ"
Önümüzdeki dönemde çok ciddi bir risk görüyoruz. Bütün vatandaşımızı açık alanlarda kapalı alanların dışında herhangi bir ateş yakılmaması ya da ateş yanmasına sebep olabilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması konusunda uyarıyoruz. İzmir'deki o yangınlardan sonra 'artık tamam söndürüldü' dedik, Hatay'da bir yangın ihbarı alındı oraya giderken işte Buca'da bir fabrikanın ustalarının yapmış olduğu kaynağından sıçrayan kıvılcımları yeni bir yangın başlattı. Hatta bayağı da tehditkar bir yangındı. Kısaca bizim adeta üzerine titrememiz gerekiyor. Çünkü bir kıvılcım koskocaman bir ekosistemi yok edebilecek güce sahip. Bizim her ne kadar 45 dakikalardan 11 dakikaya müdahale süremiz inmişse ama saatte 40 km, 50 km rüzgârda dakikaların bile önemi var. Siz oraya gittiğinizde artık orman yangının belli bir boyutlara ulaşmış olduğunu ve müdahalenin güç güç değişmiş olduğunu görüyorsunuz. Yani 86 milyon vatandaşımızın bütün faktörleri mutlaka farkında olup üzerine titrememiz gerekiyor. Elbette biz görevimizi yapacağız yapıyoruz bundan sonra da riskle ilgili algılarımız üst düzeyde. 15 Ekim 2025'e kadar biz teyakkuz halindeyiz. Bu cuma gününden itibaren bir hafta daha yeni bir sıcaklığın yüksek olduğu nemin düşük olduğu ve rüzgârın yüksek olduğu bir dalga daha bizi bekliyor. Tekrar altını çizelim bu sadece bizim ülkemizin problemi değil, bütün dünya bununla boğuşuyor.
Yanan ormanların imara açıldığı iddiasında bulunanları 11 Kasım'da birlikte fidan dikmeye davet ediyorum. Tarımsal hasılada dünyada 7. sıradayız. Tarımdaki başarımızın mimarı çiftçilerimizdir. (Su krizi) Suyun yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. Suyu nerede kullanıyorsak kullanalım tasarruflu kullanmamız gerekir. İzmir'de su kesintilerine başladı büyükşehir belediyesi. Barajlar kullanıldığı için su kesintilerine gitmek durumunda kaldılar. İzmir Büyükşehir Belediyesi görevini yerine getirmeli. Çeşme'ye birkaç gün içinde su verilecek. Şap hastalığı et fiyatını kesinlikle etkilemez. Tüm çiftçilerimiz tarım sigortası yaptırmalı. (Taklit tağşişe yönelik denetimler) Hız kesmeden sürüyor. Bu konuda gözlerinin yaşına bakmayacağız. Denetimler devam edecek. Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşmak en doğal hakkı.