Ekonomi

Sektör kendi kendini baltalıyor: Altın yumurtlayan tavuğu kesiyoruz!

Ekonomi - Türkiye, artan yüksek fiyatlarla turizmde avantajını yitirdi, yabancı turistler Yunanistan ve Mısır gibi alternatiflere yöneliyor. Gazeteci Yazar Melih Altınok, turizmcilerin maliyetlerden şikayetçi olmasını gerçekçi bulmadı.

Haber7

Yeni sezona temkinli başlayan turizm sektöründe alarm zilleri çalıyor. Eskiden sadece yerli turistin şikâyet ettiği yüksek fiyatlar, artık yabancı ziyaretçileri de caydırmaya başladı. Otel doluluklarının beklenen seviyelere ulaşmaması ve esnafın yaşadığı sıkıntılar, Türkiye’nin turizmde cazibesini yitirdiği yönünde ciddi işaretler veriyor.

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, Girdi maliyetlerinden kaynaklanan yüksek konaklama fiyatları, Türkiye’yi yabancılar için de “pahalı ülke” konumuna sürükledi. Sadece fiyatlar değil, eğlence kültüründe yaşanan değişim ve yabancı turistleri bile isyan ettiren manzaralar, ülkenin turizm imajına darbe vuruyor.

REKABET AVANTAJI KAYBEDİLDİ

2025'in başında yükselen enflasyon ve hizmet maliyetleri, Türkiye’nin “uygun fiyatlı tatil ülkesi” algısını tamamen bitirdi. Artık otel, restoran ve içecek fiyatlarında Yunanistan ve İspanya’yı bile geride bırakan Türkiye, Dubai seviyelerine yaklaştı.

Bugün dört kişilik bir ailenin Antalya ya da Bodrum’da beş günlük tatil yapması 150 bin TL’yi aşıyor. Aynı tatil Yunanistan’da 80-100 bin TL, Mısır’da ise 60-80 bin TL’ye yapılabiliyor. Yabancı turistler için bile dört kişilik bir Türkiye tatili 4-5 bin avroya mâl oluyor.

ŞEZLONGDAN TUVALETE KAZIK ÜSTÜNE KAZIK

Yerli ve yabancı turistler, fiyatların aşırı şişmesinden rahatsız Daha önce 1.000 liralık şezlong fiyatıyla gündeme gelen Antalya Kaleiçi Yat Limanı bu defa tuvalet ücretiyle gündeme geldi. Tuvalete girmek için  Türk vatandaşları 30 TL, yabancı turistler 1 avro ödüyor. Üstelik bu ücret sabah 08.00 ile gece 22.00 arası mesaili olarak uygulanıyor.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ GİRDİ MALİYETLERİNDEN ŞİKAYETÇİ

TÜRSAB İzmir Başkanı Kıvanç Meriç, yaşanan sorunların temelinde iç ekonomik koşullar olduğunu belirterek, “Biz hâlâ girdi maliyetleri ile satışlarımız arasındaki makası dengelemeye çalışıyoruz. Bir yandan ‘Çok pahalı oldunuz’ şikâyetleri alıyoruz, bir yandan da yabancı turistin bizi tercih etmediğini görüyoruz” dedi.

Meriç, Türkiye’nin turizmde fiyat avantajını kaybettiğini net şekilde ifade ederek “Devlet ve sektör olarak artık şunu kabul etmeliyiz; Türkiye, turizmde fiyat avantajını kaybetmiş bir destinasyon hâline geldi.” diye konuştu.

"DUBAİ’YLE YARIŞIYORUZ"

LMX Touristik Türkiye Genel Koordinatörü Serdar Bayraktar, Türkiye’nin Akdeniz bölgesinin en pahalı ülkelerinden biri hâline geldiğini söyleyerek, “Turistler artık aynı fiyata Yunanistan, İspanya veya Mısır’da daha kaliteli hizmet alabiliyor. Döviz kuru avantajı ise artık yeterli değil.” ifadesinde bulundu. 

"FİYAT DENGEMİZİ YENİDEN KURMALIYIZ"

ALTİD Başkanı Burhan Sili de benzer uyarıyı yaparak, “Kaliteyi korurken fiyat dengemizi de yeniden kurmalıyız. Aksi takdirde kâr marjlarımız ağır darbe alır.” diye konuştu.

İSTATİSTİKLERDE BÜYÜK DÜŞÜŞ

2024’te 56,7 milyon turist ağırlayan Türkiye, İtalya’yı geride bırakarak 4. sıraya yükseldi. Ancak 2025’in ilk 5 ayında gelen turist sayısı geçen yıla göre %0,15 düşüşle 17 milyon 781 bine geriledi.

Almanya’dan gelen turist sayısında %18,1, Rusya’dan %5,2, Bulgaristan’dan %3,2, İngiltere’den ise %0,6 düşüş kaydedildi.

MELİH ALTINOK: “ADA FİYATLARI BUNLAR ADA!”

Gazeteci-yazar Melih Altınok ise Sabah gazetesindeki köşesinde çarpıcı bir kıyaslama yaptı. Rodos Adası’nda 4 kişinin yaptığı kahvaltı ve köfte menüsüne sadece 23 euro ödediğini belirten Altınok, “Bu paraya Türkiye’de ancak buzlu çay içersiniz” diyerek şu eleştiriyi dile getirdi:

“Tarım arazilerinin dibine kurulan tesislerin maliyet bahanesi artık inandırıcı değil. Yunan adaları devletten neredeyse hiç destek almadan, bizimkilerden daha uygun fiyatlı. Üstelik yüzleri gülüyor, işletmeler dolu.”

Altınok ayrıca turizmdeki aşırı kazanç hırsının hem sektöre hem ülke imajına zarar verdiğini belirterek, “Altın yumurtlayan tavuğu kesiyoruz. Sezonluk vurgun kafası sadece Avrupa’yla rekabeti değil, kendi sektörel dinamiklerimizi de çökertiyor.” diye yazdı.

Melih Altınok, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Dün tekneci bir arkadaşım, Rodos'ta sahilde arkadaşlarıyla yaptıkları kahvaltının fişini gönderdi.
23 euro.
4 koca adam. Yalnızca kahvaltı değil, köfte de yemişler.
Adam başı 250 TL.
Lüks lokantalarda gelen hesaplardan, beach magandalığından falan bahsetmeyeceğim.
Bu paraya bizim tatil beldelerindeki sıradan bir tesiste domates-salatalık yiyemezsin. Ancak bir bardak buzlu çay içersin. Midene oturan kazıklanıyorum hissi, güvensizlik algısı da cabası.
Marmaris'ten, Bodrum'dan boş plajların görüntülerini paylaşan işletmeciler "ama maliyetler" demesinler.
Rodos bir ada. Bizdeki tarım arazilerinin yanı başına kurulmuş tatil lokasyonlarıyla kıyaslanamayacak kadar dezavantajlı. İşletmelerin suyundan çöpüne her şey taşıma. İşçi maliyetleri de Türkiye'den fazla. Elektrik ve doğalgazın yarısını da bizde olduğu gibi devlet sübvanse etmiyor.
Üstelik, işletmeciler, giriş ücreti, otopark ayağına soygun gibi "imkânlardan" da mahrumlar.
Kâr marjları çok daha "mütevazı".
Hâliyle dağ taş da turist dolu. Yüzleri gülüyor.
Uzatmayalım, tablo net. Bu farkın izahı yok. Türkiye'den akın akın Yunan adalarına turist kaptırmamız bir yana, parası değerli yabancı turist için bile bu yeme içme fiyatları pahalı.
"Sezonluk vurup geçelim" kafasıyla piyasaya girenler, Avrupa ile üç aşağı beş yukarı müşteriye aynı fiyatı çeken otelleri, turizm erbabını da dibe çekiyorlar.