Ekonomi

Orta koridor ve Türkiye için stratejik önemi...

Ekonomi - Küresel tedarik zincirleri, Türkiye'ye 'köprü ülke' rolünün ötesinde tarihi bir fırsat sunuyor. TEDAR Başkanı Tuğrul Günal, Orta Koridor'un Türkiye için stratejik bir zorunluluk olduğunu belirtiyor.

Küresel ekonomi, son yıllarda ezber bozan krizlerle yüzleşti. Pandemiyle birlikte başlayan konteyner krizi, tek bir geminin Süveyş Kanalı'nı tıkamasıyla haftalarca duran ticaret ve Rusya-Ukrayna savaşının geleneksel kuzey ticaret yollarını işlevsiz kılması, on yıllardır süregelen tedarik zinciri modellerinin ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. İşte bu küresel kaosun ortasında, Asya'yı Avrupa'ya en güvenli, en hızlı ve en verimli şekilde bağlama potansiyeli taşıyan Tarihi İpek Yolu'nun modern yorumu 'Orta Koridor', bir alternatif olmaktan çıkıp ana bir güzergah olma yolunda ilerliyor.

Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR) Başkanı Tuğrul Günal, bu yeni denklemin merkezinde yer alan Türkiye'nin tarihi bir yol ayrımında olduğunu vurguluyor. Günal, 'Bu koridor, Türkiye'yi yalnızca malların geçtiği bir transit ülke olmaktan çıkarıp, küresel ticaretin planlama, yönetme ve değer katma merkezi, yani bir ana düğüm haline getirecek eşsiz bir dönüşüm potansiyeli taşıyor' diyerek, meselenin, sadece coğrafi bir avantajı kullanmaktan ibaret olmadığını; bu avantajı akıl, teknoloji ve stratejik bir vizyonla birleştirerek ülkenin jeopolitik ve ekonomik kaderini yeniden şekillendirme fırsatı olduğuna dikkat çekiyor. Günal, 'Dünya, tek kaynağa bağımlılığın getirdiği riskleri acı bir şekilde tecrübe etti. Bugün tüm dev şirketler ve ülkeler tedarik zincirlerini çeşitlendirmekten, bölgesel ağlar kurmaktan bahsediyor. Tam bu noktada Türkiye, Avrupa'dan Asya'ya uzanan bu hayati ticaret arterinin kalbinde yer alarak yalnızca malların geçtiği değil; lojistik planlamanın yapıldığı, verinin paylaşıldığı ve yüksek katma değerli hizmetlerin üretildiği bir merkez hâline gelebilir' diyerek vizyonun boyutlarını ortaya koydu.

REKABET EKSENİNDE ORTA KORİDOR

Orta Koridor'un yükselişi, rakiplerinin yaşadığı derin sorunlardan besleniyor. Tuğrul Günal, mevcut alternatifleri net bir dille analiz ediyor: 'Kuzey Koridoru, jeopolitik riskler ve yaptırımlar nedeniyle artık öngörülebilir ve güvenilir bir hat değil. Güney hattı ise uzun mesafesiyle ciddi bir zaman ve dolayısıyla maliyet kaybı yaratıyor.' Orta Koridor'un sunduğu avantajları ise üç temel eksende topluyor: zaman, maliyet ve güvenlik.

Günal'a göre zaman avantajı, sadece birkaç gün daha erken varıştan çok daha fazlasını ifade ediyor: 'Tedarik zinciri yönetiminde zaman, stok demektir, sermaye demektir. Bir ürünün denizde 40 gün yerine karada 15 günde hedefe ulaşması, şirketlerin milyonlarca dolarlık sermayeyi stoğa bağlamaması, daha esnek ve çevik olabilmesi anlamına gelir. Bu, günümüzün hızlı tüketim dünyasında paha biçilmez bir rekabet avantajıdır.'

Maliyet konusunun genellikle yanlış anlaşıldığını belirten Günal, 'Mesele yalnızca bir konteynerin navlun ücreti değildir. Toplam maliyetin içinde sigorta primleri, stok taşıma maliyeti, olası gecikmelerin yarattığı risk maliyetleri de vardır. Orta Koridor, daha kısa ve güvenli yapısıyla tüm bu gizli maliyetleri optimize etme potansiyeli sunuyor' diyerek projenin bütüncül ekonomik faydasına dikkat çekti.

ZENGEZUR KİLİDİ VE DOĞU ANADOLU'NUN YÜKSELİŞİ

Projenin en heyecan verici ve somut etkilerinin görüleceği yerlerden biri de Doğu Anadolu Bölgesi. Zengezur Koridoru bağlantısının tamamlanması, bölgenin makus talihini değiştirecek bir 'oyun değiştirici' olarak görülüyor. Tuğrul Günal, bu gelişmenin potansiyelini şu sözlerle özetliyor: 'Zengezur bağlantısı, Doğu Anadolu'yu ülkenin bir kenar coğrafyası olmaktan çıkarıp, Asya'ya açılan bir ticaret kavşağına dönüştürecektir.'

Bu dönüşüm, bölge için sadece lojistik değil, topyekûn bir kalkınma hamlesi anlamına geliyor. Günal'a göre bölgede kurulacak modern lojistik merkezler, tarım ve gıda ürünleri için tasarlanacak soğuk zincir altyapıları, Kars'ın peynirinden Iğdır'ın kayısısına kadar birçok ürünün doğrudan Avrupa pazarına ulaşmasını sağlayacak. Günal, 'Bölgede kurulacak hafif sanayi tesisleri, montaj ve paketleme merkezleri, kalite sertifikasyon laboratuvarları gibi yatırımlar için muazzam bir potansiyel var. Bu, aynı zamanda bölgenin dinamik ve genç nüfusu için nitelikli istihdam demektir. Doğru mesleki eğitim ve sertifikasyon programlarıyla bu insan kaynağı potansiyelini en verimli şekilde harekete geçirebiliriz.'

'GEÇİŞ ÜCRETİ' DEĞİL 'DEĞER ÜRETİMİ'

Orta Koridor'un Türkiye ekonomisine katkısı ne olacak? Tuğrul Günal, bu soruya verilecek cevabın vizyonun genişliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. 'Eğer kendimizi sadece kamyonların, trenlerin geçtiği bir ülke olarak konumlandırırsak, elde edeceğimiz gelir transit geçiş ücretleriyle sınırlı kalır. Bu, potansiyelin çok küçük bir kısmını kullanmak olur' diyerek uyarıyor.

Asıl hedefin, Türkiye'yi tedarik zincirinin katma değerli halkalarının üretildiği bir merkez yapmak olduğunu vurgulayan Günal, 'Liman ve terminal hizmetleri, antrepoculuk, sigorta ve finansman hizmetleri, serbest bölgelerde yapılacak son montaj, etiketleme ve paketleme gibi işlemler... İşte asıl gelir ve stratejik güç burada yatıyor. Böyle akıllı bir model, sadece hacimsel bir büyüme değil, niteliksel bir sıçrama yaratarak cari açığın kapanmasına kalıcı ve sağlıklı bir katkı sağlayacaktır' şeklinde konuştu.

Bu vizyon, Türkiye'yi uluslararası yatırımcılar için de bir mıknatıs haline getirebilir. 'Çok uluslu şirketler, tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve üretim merkezlerini pazarlara yakınlaştırmak istiyor' diyen Günal, 'Türkiye; dijital altyapısı tamamlanmış, şeffaf ve öngörülebilir bir Orta Koridor ile bu şirketler için hem üretim hem de dağıtım için ideal bir bölgesel merkez olabilir. Bu, sadece lojistik değil, doğrudan yabancı üretim yatırımlarını da ülkemize çekmek demektir' ifadelerini kullandı.

BAŞARININ İKİ ANAHTARI

Peki, Türkiye bu büyük vizyonu hayata geçirmeye ne kadar hazır? Günal, son yıllarda yapılan önemli altyapı yatırımlarını takdir etmekle birlikte, potansiyeli tam olarak karşılamak için kritik eksiklerin altını çiziyor. Günal, 'Demiryollarında farklı hatlar arası geçişlerde tam entegrasyonu sağlamalı ve kesintisiz blok tren kapasitesini artırmalıyız. Limanlarımızı, yükü hızla iç bölgelere taşıyacak 'kuru limanlar' (kara içi gümrük kapıları) ile çok daha verimli bir şekilde entegre etmeliyiz' diyerek, geçiş hatlarının önemine dikkat çekiyor.

Ancak Günal'a göre en kritik ve acil yatırım alanı 'dijital omurga'dır. 'Tek pencere gümrük sistemleri, tüm paydaşların anlık veri paylaşabildiği ortak platformlar ve yükün baştan sona gerçek zamanlı takibi olmadan bu hattı 21. yüzyıl standartlarında etkin bir şekilde işletemeyiz. Dijitalleşme, bu projenin çimentosudur.'

Bu devasa projenin başarısı için bir diğer olmazsa olmaz ise koordinasyon. Günal, farklı kurumların kendi ajandalarıyla hareket etmesi durumunda verimliliğin sağlanamayacağını belirterek, 'Bakanlıklar, özel sektör temsilcileri, STK'lar ve akademinin aynı masada oturduğu, ortak akılla strateji ve öncelikleri belirleyen bir 'ulusal koordinasyon kurulu' hayati önem taşıyor. TEDAR gibi kuruluşların görevi ise bu süreçte uluslararası standartları belirlemek, eğitimlerle sektörün yetkinliğini artırmak ve tüm paydaşların aynı dili konuşmasını sağlamaktır' ifadelerini kullandı.

İNSAN VE TEKNOLOJİ ODAKLI BİR LİDERLİK

Sonuç olarak Tuğrul Günal, Orta Koridor'un sadece bir beton, demir ve asfalt projesi olmadığını, bunun bir zihniyet dönüşümü gerektirdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: 'En modern limanları, en hızlı tren yollarını inşa edebilirsiniz; ancak onu işletecek nitelikli insan kaynağınız ve yönetecek dijital sistemleriniz yoksa bu altyapı atıl kalır.'

Türkiye'nin veri analitiği, yapay zekâ destekli planlama, risk yönetimi ve sürdürülebilirlik raporlaması gibi alanlarda insan kaynağını hızla geliştirmesi gerektiğini söyleyen Günal, bu vizyonu gerçeğe dönüştürmenin yolunun insan ve teknolojiyi merkeze almaktan geçtiğini belirterek sözlerini noktaladı. Bu adımlar atıldığında, Orta Koridor, Türkiye'yi sadece bir coğrafi köprü değil, küresel ticaretin aklını ve gücünü elinde tutan bir 'ana düğüm' yapma hedefini gerçeğe dönüştürecektir.

ORTA KORİDOR 

Orta Koridor, Çin'den başlayıp Orta Asya ve Hazar Denizi üzerinden Kafkasya'yı geçerek Türkiye ve Avrupa'ya uzanan önemli bir ticaret ve ulaştırma güzergahıdır. Bu güzergah, Çin'in küresel 'Bir Kuşak, Bir Yol' projesinin bir parçası olarak görülüyor ve özellikle demiryolu ile kara yolu taşımacılığını geliştirerek, Asya ile Avrupa arasındaki ticaret akışını hızlandırmayı amaçlıyor. Kuzeyde Rusya üzerinden geçen rotaya bir alternatif sunan Orta Koridor, Hazar Denizi'nde feribotlarla Azerbaycan'a ulaşıyor, oradan Gürcistan'ı geçerek Kars-Tiflis-Bakü demiryolu hattı üzerinden Türkiye'ye giriyor ve Avrupa'ya devam ediyor. Bu sayede hem ulaştırma süresi kısalıyor hem de güzergahtaki ülkelerin ekonomik entegrasyonu ve kalkınması hedefleniyor.

ZENGEZUR KORİDORU

Zengezur Koridoru ise, daha dar bir coğrafyayı kapsayan, ancak stratejik açıdan büyük öneme sahip bir projedir. Bu koridor, Azerbaycan'ın ana toprakları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında, Ermenistan'ın güneyinden geçerek bir kara ve demiryolu bağlantısı kurmayı hedefliyor. Azerbaycan için bu koridor, Nahçıvan'a ve oradan da Türkiye'ye doğrudan ve güvenli bir erişim sağlama anlamına geliyor. Türkiye için ise Zengezur Koridoru, Nahçıvan üzerinden Azerbaycan'a ve tüm Türk dünyasına kesintisiz bir kara bağlantısı kurarak, bölgesel stratejik konumunu güçlendirecek hayati bir halka olarak görülüyor.