M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen Siloam Yazıtı, Kudüs’teki Hezekiya Tüneli’nde 1880 yılında tesadüfen ortaya çıkarıldı.
Bir çocuğun tünelde oyun oynarken fark ettiği yazıt, arkeoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Hezekiya Tüneli’nin duvarına kazınmış olan bu kitabe, İbrani dilinde yazılmış en eski metinlerden biri olarak kabul ediliyor.
Yazıt, Kudüs’ün su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen tünelin yapım sürecini detaylı bir şekilde anlatıyor; iki ayrı ekibin tüneli kazarak ortada birleştiği anı betimliyor.
Bugün yazıtın orijinali, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
SİLOAM YAZITINI TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERİ
Siloam Yazıtı, sadece Kudüs’ün değil, insanlık tarihinin de önemli bir hazinesidir. Yahudi Kralı Hezekiya döneminde (M.Ö. 701 civarı) inşa edilen Hezekiya Tüneli’nin mühendislik başarısını belgeleyen yazıt, dönemin ileri teknolojisini gözler önüne seriyor.
Tünel, Asur kuşatması sırasında Kudüs halkının suya erişimini sağlamak için kazılmış ve stratejik bir öneme sahip olmuştu.
Yazıtta, işçilerin karşı karşıya kazı yaparak tüneli tamamladığı dramatik anlar, sade ama etkileyici bir dille aktarılıyor.
Ayrıca, yazıtın İbrani alfabesinin erken bir örneği olması, dilbilim ve arkeoloji açısından paha biçilmez bir değer taşıyor.
NEDEN İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZESİ'NDE?
Yazıt, Osmanlı döneminde Kudüs’ten İstanbul’a getirilmiş ve o zamandan beri İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde korunuyor.
Kopyaları ise Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde sergileniyor. Bu tarihi eser, hem dini hem de bilimsel açıdan dünya çapında ilgi görüyor.