Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un kaleme aldığı "The Room Where It Happened" (Olayın Gerçekleştiği Oda) adlı kitap, ABD siyasetinde bir kez daha gündemin ilk sıralarına yerleşti.
FBI ajanları, Bolton’ın Maryland eyaletindeki Bethesda’da bulunan evine dün sabah saatlerinde baskın düzenlemişti. Operasyonun, Bolton’un 2020 yılında yayımlanan anı kitabında gizli bilgileri ifşa ettiğine yönelik bir ceza soruşturması kapsamında gerçekleştirildiği bildirildi.
Trump yönetimi, kitabın yayımlanmasını engellemek istemiş, ancak başarılı olamamıştı. Bolton, görev süresine ilişkin gizlilik anlaşmasını ihlal etmekle suçlanmıştı.
Yayımlandığı tarihten bu yana tartışmaların odağında kalan kitap, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin ABD Başkanı Donald Trump arasında kurulan yakın diyaloğu da sayfalarına taşıyor. İkili arasındaki liderler düzeyindeki doğrudan temaslar ve dış politika görüşmeleri, eserde dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı.
"LİDERLER DÜZEYİNDE GÜÇLÜ İLİŞKİ"
Bolton’un kitabında dikkat çeken bölümlerden biri de Türkiye’ye ayrılan kısımlar oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Donald Trump arasındaki temaslar, "samimi ve doğrudan" olarak tanımlandı. Bolton, iki liderin dış politikada açık ve etkili bir iletişim yürüttüğünü vurgularken, Erdoğan’ın diplomasideki belirleyici pozisyonuna dikkat çekti.
Kitapta, Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmelerin "yakın ve etkili bir liderler arası temas örneği" olduğu ifadesine yer verildi. İkili arasındaki bu ilişki, Türkiye-ABD diplomatik diyaloğunun lider düzeyinde ne kadar güçlü işlediğinin altını çiziyor.
Bolton'ın Trump ile Erdoğan'ın 14 Aralık 2018'de yaptıkları telefon görüşmesinde de bu konunun gündeme geldiğini de yazdı. Kitaba göre, Trump, Bolton'a Suriye'den çıkmak istediklerini söyledi ve Bolton da, "Erdoğan'a da bunu doğrudan söylemesinden korktum" dedi.
Öte yandan Halkbank hakkındaki yargı süreciyle ilgili yapılan değerlendirmeler ve Trump ile Erdoğan arasında diğer bazı görüşmelerin yanı sıra ABD vatandaşı Pastör Andrew Brunson'ın tutukluluğu, Suriye iç savaşı ve S-400 konusuyla ilgili kendi tanıklığına ve bazı iddialara da kitapta yer verildi.
KİTAPTA NELER VARDI?
Bolton’un kitabında sadece Türkiye değil, Çin, Rusya, İngiltere ve diğer ülkelerle ilgili çarpıcı iddialar da yer aldı. Trump’ın 2019 G20 Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’ten seçim desteği istediği, Uygur kamplarını "doğru uygulama" olarak değerlendirdiği ve ABD Anayasası’nda iki dönem kuralının kendi lehine değiştirilmesi gerektiğini söylediği öne sürüldü.
Bolton ayrıca Trump’ın dış politikada ciddi bilgi eksikliği yaşadığını iddia ederek, "İngiltere nükleer güç mü?" ve "Finlandiya Rusya’nın parçası mı?" gibi sorular sorduğunu ileri sürdü.
DEMOKRATLARA SERT ELEŞTİRİ: AZİL SÜRECİ BAŞARISIZ YÜRÜTÜLDÜ
Kitapta yalnızca Trump değil, Demokrat Parti de hedefteydi. Bolton, azil sürecinin yalnızca Ukrayna’ya odaklanarak dar bir çerçevede yürütüldüğünü belirtti. Demokratların bu süreçte “görevden alma sorumluluğunu gerektiği gibi yerine getiremediklerini” ifade etti.
BOLTON TUTUKLANACAK MI?
Amerikan basınına konuşan bir yetkili, Bolton’un gözaltına alınmadığını ve henüz herhangi bir suçla itham edilmediğini belirtti. Arama kararının, "Trump’ın siyasi rakiplerine karşı devletin kolluk gücünü kullandığı" yönündeki tartışmaları daha da alevlendirmesi bekleniyor.