7'den 70'e herkesin ilgi odağı haline gelen 'sosyal medya', hayatımızın büyük bir bölümünü etkisi altına alıyor. Kimi zaman bilgilenmek kimi zamansa eğlenmek için kullandığımız bu platformlar, her ne kadar faydalı bir alana hizmet etse de bazen linç kültürünün kaynağı olarak bir tehlikeye de dönüşebiliyor. Kişiyi değersizleştirerek toplum önünde zedelemeyi hedefleyen zorbalık ve linç kültürü, bu noktada günümüz sosyal medya hastalığı olarak adlandırılıyor. Psikolog Elif Zahide Gök, linç kültürü ve sosyal medya üzerindeki etkisi hakkında Haber7.com izleyenlerine önemli uyarılarda bulundu.
"DERİN BİR DEĞERSİZLİK DUYGUSU ETKİLİ"
Sosyal medyada giderek artış gösteren linç ve linç kültürünün oluşmasındaki sebepleri sıralayarak sözlerine başlayan Psikolog Gök, şöyle konuştu:
"Birine karşı savaş açmanın, linç etmenin en temel sebebi kişiye duyulan duygulardan çok onda görülen yansımadan kaynaklanıyor olabilir. Eğer birinde tahammül edemediğiniz bazı davranış ya da duygular varsa söz konusu davranışın bir yansıması siz de varolabilir. Aynı şekilde derin bir değersizlik duygusu da karşıdaki kişiye büyük bir öfke duyulmasına sebep olabiliyor. Bazı zayıflıklar ya da fiziksel özellikler üzerinden insanlara karşı acımasızca bir tutum sergileniyor. Bilinçli ya da bilinçsiz yapılan bu linç hareketi, karşıdaki kişinin hayatında çok derin izler bırakabiliyor."
"LİNÇ EYLEMİNİN KORKUTUCU SONUÇLARI BERABERİNDE GETİREBİLİR"
Linç kültürünün beraberinde sebep olduğu etkilere de değinen Psikolog Gök, "Anoreksiya Nervoza" sebebiyle 23 kiloya düşen ve yaşamını yitiren Nihal Candan'ın vefatını hatırlatarak "Yeme bozukluklarının artmasındaki temel sebeplerden biri de kişilerin bedenlerine yapılan ağır eleştiriler. Kişinin giyiminden, bedeninin her bir noktasına kadar yapılan eleştiri adı altındaki linç, bu tür yeme bozukluklarını tetikleyebiliyor. Bu noktada kriterlere, bakış açısına uymayan bir şeyi, bir durumu kötü adlandırarak linç eylemine geçmemek çok önemli." ifadelerini kullandı.
"SOSYAL MEDYADA DAHA SIK KARŞILAŞMAK MÜMKÜN"
Hakaret ya da eleştiri adı altında yapılan lincin sosyal medyada daha fazla olmasındaki nedeni açıklayan Psikolog Gök, "Sosyal medyada linç kültürünün daha hızlı ve korkutucu boyutlara ulaşabildiğini söylemek mümkün." diyerek şöyle konuştu:
"Öyle ki sosyal medya üzerinden kullanılan sahte hesaplarla kimlik gizleyebilme ya da yüz yüze olmamanın verdiği rahatlık çok etkili. Kişi bu noktada her şeyi söyleyebileceğini düşünerek bu gücün ardına sığınabiliyor. "Kimse bana hesap soramaz, beni göremez, kim olduğumu bilemez" gibi düşüncelere ek olarak "Herkes yorum yapıyor, herkes bu şekilde konuşuyor" düşüncesi de sosyal medyada bu durumu tetikliyor. Teşvik edici tarafı ise bu tür yorumlarla beğeni kazanmak ya da gündeme gelerek ödül kazandığını hissetmek üzerine kurulu."
"SESSİZ KALMAK ONAYLAMAK VE BUNUN BİR PARÇASI OLMAK ANLAMINA GELİR"
Yapılan bu eyleme sessiz kalmanın da problem oluşturduğuna dikkat çeken Psikolog Gök, "Linç toplumunun bir parçası olmak yalnızca linç etmekle gerçekleşmez. Sessiz kalmak da onayladığımız anlamına gelir ve doğru bir üslupla bu duruma karşı koymalıyız. Kendimize olan saygımızı korumak istiyorsak bu tür durumlara karşı bilinçli olmak zorundayız." şeklinde sözlerini tamamladı.