Dünya

Efkan Ala Al-Jazeera'ya konuştu: "AK Parti Türkiye'nin geleceğine yön veriyor"

Al-Jazeera'ya AK Parti'nin 24 yıllık serüvenini anlatan Efkan Ala açıklamasında 'Türkiye Yüzyılı' vizyonuna atıf yaparak partinin kendisini Türkiye'nin gelecekteki başarısının da sembolü olarak konumlandırdığına dikkat çekti.

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, parti kuruluşunun 24 yıldönümünde Al Jazeera'ya konuştu. 

Röportaj şu şekilde:

Partinizin kuruluşunun 24. yılını kutlarken, aynı zamanda iktidardaki 23. yılınızı da kutluyorsunuz. Cumhuriyet tarihindeki hiçbir parti bu kadar uzun süre kesintisiz iktidarda kalmamıştır. Bu uzun süreli iktidarın sırrı nedir?

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'de başarının simgesi olarak gerçekleştirdiği muazzam dönüşüm ortada. Kuruluşundan bugüne kadar parti, birçok alanda somut başarılar ve Türkiye'nin siyaset ve kamu yaşamında kalıcı izler bırakan reformlar gerçekleştirdi.

TÜRKİYE YÜZYILI VURGUSU!

Bu başarıların arkasında sadece geçmişteki kazanımlar değil, aynı zamanda partinin benimsediği uzun vadeli stratejik vizyon da bulunmaktadır. Kuruluşundan bu yana, parti Türkiye'nin karşı karşıya olduğu ekonomik, siyasi ve sosyal sorunları çözmeyi ve ülkeyi kalkınma eksenine yeniden yerleştirmeyi temel hedefi olarak belirlemiştir.

“Türkiye Yüzyılı” vizyonu, partinin önümüzdeki dönemde ülkenin umutlarını temsil eden bir yol haritasına sahip olduğunu açıkça yansıtmaktadır. Bu bakış açısıyla, Adalet ve Kalkınma Partisi kendini sadece bugünün başarısının değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceğinin başarısının ve gelişiminin de simgesi olarak konumlandırmıştır.

Uluslararası ilişkiler alanında ise parti, Türkiye'yi eski sınırlarının ötesinde daha etkili ve inisiyatif alabilen bir aktör haline getirmiştir. Savunma sanayisinden ekonomiye, siyasi istikrardan altyapı ve teknoloji yatırımlarına kadar attığı adımlarla parti, Türkiye'nin konumunu bölgesel bir güç ve küresel bir aktör seviyesine yükseltmiştir.

SİYASİ REFORMLARA DİKKAT ÇEKTİ

Sık sık yollar, köprüler, hızlı trenler ve tüneller gibi fiziksel altyapı yatırımlarından bahsediyoruz, ancak bu dönemde gerçekleştirilen siyasi reformlar da en az bunlar kadar önemlidir. Türkiye'de siyasi bir dönüşüm gerçekleştirdik; “siyasi çevre yolu” gibi bir şey oluşturduk, siyasetin üst yapısını değiştirdik, devlet yönetiminde ulusun iradesinin üstünlüğünü pekiştirdik, siyaset sahnesindeki vesayet odaklarının hakimiyetini ortadan kaldırdık. Böylece kurumlar görevlerini yerine getirebilir hale geldi ve ülkede siyasi sistem istikrar kazandı.

Halkın önündeki krizlerin tekrarlanmaması için, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini sağlayan bir anayasa değişikliği önerdik ve halk referandumda %69 oranında “evet” oyu verdi. Böylece, cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçildiği dönem ilk kez başladı ve Recep Tayyip Erdoğan, halk tarafından doğrudan seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Ardından seçimleri kazanmaya devam etti ve ülkeyi siyasi istikrar içinde yönetti.

15 Temmuz 2016 gecesi ise Türkiye, tarihinin en karanlık ve tehlikeli dönüm noktalarından birini yaşadı. Devlet kurumlarına sızmış hain bir terör örgütü, askeri darbeyle milletin iradesini gasp etmeye ve ülkeyi kaosa sürüklemeye çalıştı. Ancak bu girişim, Cumhuriyetimizin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı liderliği ve halkımızın liderine olan güveni sayesinde başarısızlığa uğradı.

KALKINMA VE DÖNÜŞÜM!

Türkiye'de attığımız adımlar sadece siyasi alanda kalmadı, ekonomi ve altyapı alanlarında da somut sonuçlar ortaya çıktı. “Togg” elektrikli otomobil projesinden hızlı tren projelerine, bölünmüş yollardan otoyollara, Marmaray'dan Avrasya Tüneli'ne kadar sayısız yatırım gerçekleştirildi ve bunlar Türkiye'nin kalkınma sürecindeki somut adımların öncüsüdür.

Ekonomik göstergeler de bu ilerlemeyi teyit etmektedir. 2001'den bugüne kadar kişi başına düşen milli gelir 5 kat artmıştır. Bu, daha yüksek gelir dilimine geçiş için önemli bir adımdır ve bu seviyeyi korumak için gerekli reformları uygulamaya kararlıyız.

Yani, hem sınırlarımız içinde hem de çevremizde istikrarı güçlendiren bir politika izliyoruz. Tüm bu başarılar, siyasi anlayış ve zihniyetin değişmesiyle elde edildi. Türkiye'yi iç sorunlarıyla sürekli meşgul olan bir durumdan çıkarmak ve daha güçlü ve etkili bir konuma taşımak istedik.

Uzun yıllar süren iktidarınız boyunca birçok önemli başarıya imza attınız, ancak bu başarıları önem sırasına göre sıralamak gerekirse, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilk beş başarısı nelerdir?

Tüm başarılarımız ilk beş sıraya girmeye layık. Eğitimden sağlığa, altyapıya yapılan büyük yatırımlardan teknoloji projelerine kadar, Türkiye'nin her alanında somut ve kalıcı adımlar attık. Ancak bazı alanlarda yaşanan değişim ve kazanımların dönüştürücü nitelikte olması doğaldı.

DİN VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ TESİS EDİLDİ

Öncelikle, din ve inanç özgürlüğüne getirilen engelleri ve kısıtlamaları kaldırdık, postmodern darbe olarak nitelendirilen 28 Şubat darbesinin etkilerini sona erdirdik ve o dönemde din ve inanç özgürlüğüne getirilen tüm düzenlemeleri, kısıtlamaları ve yasakları kaldırdık.

Öte yandan, vesayetle mücadele ve devlet ile millet arasında doğru ilişkinin tesis edilmesi en önemli başarılarımızdan biri olmuştur. Türkiye geçmişte, bazı yapısal engeller nedeniyle halkın iradesinin devlet yönetimine tam olarak yansımadığı dönemler yaşamıştır.

Altyapı yatırımlarında ise Türkiye büyük bir sıçrama yaptı. Çift şeritli yollar, otoyollar, Marmaray ve Boğaz Altı Tüneli gibi projeler, İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı üzerinde inşa edilen köprüler, Körfez Geçidi, hızlı tren hatları, dünya çapında projeler olarak öne çıkan barajlar ve İstanbul'u bir dünya merkezi haline getiren İstanbul Havalimanı, bu atılımın somut örnekleridir.

Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde Türkiye, dünyanın dikkatini çeken savunma sanayii alanında tarihi adımlar attı. Bugün, savunma sanayii ürünlerini dünyanın birçok ülkesine ihraç edebilen bir ülke haline geldik.