'Amerika bir yol ayrımında' diyen Kanat, Türkiye Amerika ilişkilerinin kriz noktalarına ve sebeplerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikaları Kurulu Üyesi, Penn State Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA-Washington D.C. Araştırma Direktörü Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat, İZÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Siyaset Kulübünün düzenlenen programda yer aldı.
Abdullah Tivnikli Konferans Salonunda gerçekleştirilen 'Amerika'nın En Uzun Yirmi Yılı: Dört Krizde Amerika Tarihi' başlıklı konferansın konuğu olan Kanat, Amerika Birleşik Devletleri'nin son yirmi yılda yaşadığı krizlerin devlet yönetimine ve dış politika tercihine etkilerini değerlendirdi.
İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan İçener, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı programın açışında konuşan Prof. Dr. Acar, ABD'yi yakından gözlemleyen bir akademisyenden dinlemenin önemine dikkat çekerek, 'Amerika İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Türkiye'nin müttefiki. Dünyanın her yerine uzanan bağlantıları var ve orada yaşanan değişiklikler dünya siyaseti üzerinde derin etkiler bırakıyor.' dedi.
'AMERİKA HALKI SAVAŞ İSTEMİYOR'
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan İçeneri'in moderatörlük yaptığı programda konuşan Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat da ABD'nin 11 Eylül'le başlayan, Irak Savaşı ve 2008 Ekonomik Krizi sonrasında 2020 Covid Salgını ile sona eren 20 yıllık dönemde yaşadığı krizlerin ülke yönetimine ve dış politikaya etkilerini yorumladı.
Kanat, ABD halkının dış politikada geniş çaplı angajmanlara mesafeli durduğunu vurgulayarak, 'ABD politikasının bugününü anlamak için son yüzyıla dikkatlice bakmak gerekiyor.' ifadelerini kullandı.
Kanat, ABD toplumunun içe kapanma eğiliminin seçimlere etkisini şöyle açıkladı:
'Bill Clinton, Barack Obama ve Donald Trump'ın seçim zaferlerini seçim çalışmalarında iç politikayı öne çıkarmalarından kaynaklanıyor. Amerikan halkı, dış politikanın kendi sorunlarının önüne geçmesini istemiyor.'
KANAT: 11 EYLÜL BİTMEDİ
ABD'nin yirminci yüzyıl başında da son yirmi yılda yaşananlara benzer krizler yaşadığına dikkat çeken Kanat, aradaki farkın günümüzde krizlerin bitmeyişi olduğunu ifade etti.
Kanat, 'Japonya'nın ABD donanma üssüne yaptığı Pearl Harbour saldırısı da 11 Eylül benzeri bir şoktu. Karşılığında Amerika Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası attı ve Pearl Harbour bitti. Ama Afganistan ve Irak savaşlarına rağmen 11 Eylül bitmedi. Amerika'nın son yirmi yılda yaşadığı diğer krizler de bitmiyor.' ifadelerini kullandı.
'AMERİKA YOL AYRIMINDA'
ABD kamuoyunda savaş karşıtlığının güçlendiğini belirten Kanat, 'ABD bir yol ayrımında. Aşırı İsrail karşıtı bir kesim var, öfkelerinin sebebi Gazze değil, ülkelerini savaşa mecbur etmiş olması.' diyerek dış politikada yorgunluk hissinin arttığını söyledi.
Kanat, Trump'ın 2026 seçimleri için daha içe kapanık bir dış politika planladığına da dikkat çekti.
'DÜNYA SİSTEMİ DEĞİŞİYOR'
Küresel sistemin yeniden şekillendiğini belirten Kanat, siyasal alanın İkinci Dünya Savaşı öncesine benzer şekilde çok kutuplu bir yapıya doğru ilerlediğini vurguladı.
ABD İLE SORUNA YOL AÇAN İKİ TEMEL FAKTÖR: RUSYA İLE İLİŞKİLER VE SİLAH POLİTİKALARI
Türkiye-ABD ilişkilerine de değinen Kanat, iki ülke arasındaki ilişkilerin kuruluşundan bu yana güvenlik ekseninde ilerlediğini hatırlatarak, 'İkinci Dünya Savaşı'ndan beri ABD ile yaşadığımız her krizde Kongre aktif role sahip. Sivas Kongresi kayıtlarında Rauf Orbay'ın da günümüz siyasetçileri gibi Amerikan Kongresinin olumsuz tavrından şikayet ettiğini görüyoruz' dedi.
Kanat, ikili ilişkilerde soruna yol açan diğer iki temel faktörün Rusya ile ilişkiler ve silah politikaları olduğunu ifade etti.