Türkiye'nin milli muharip uçağı KAAN'ı mercek altına alan İsrailli analist çarpıcı değerlendirmelerde bulunurken Ankara'nın savunmada tam bağımsızlık hedefine her zamankinden daha yakın olduğu söyledi.
İLK UÇUŞ VE TEST SÜRECİ
KAAN, Şubat 2024'te gerçekleştirdiği ilk uçuşunda yaklaşık 15 dakika havada kaldı ve o tarihten bu yana ek test uçuşları yaptı. Bu süreç, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) açısından önemli bir endüstriyel başarı olarak değerlendiriliyor.
Shay Gal'a göre, Türkiye'nin 2028-2029 döneminde yaklaşık 20 adet 'Blok 10' uçağı Hava Kuvvetleri'ne teslim etme hedefi, programın kararlılıkla ilerlediğini gösteriyor. 2030'larda ise seri üretim aşamasına geçilmesi planlanıyor.
BEŞİNCİ NESİL REKABETİNDE TÜRKİYE'NİN İDDİASI
KAAN, F-35'in hâkim olduğu beşinci nesil savaş uçağı alanına doğru bir iddia ortaya koyuyor. Ankara için uçak, son yıllarda ihracatta güçlü bir çıkış yapan savunma sanayiinin 'taç mücevheri' niteliğinde.
Türkiye, TEI-TRMotor iş birliğiyle yerli yüksek itişli turbofan motoru TF-35000'i geliştiriyor. İsrailli analist Shay Gal'a göre, milli motorun devreye girmesi, KAAN'ın ihracat zincirinde ABD kontrol noktaları nedeniyle oluşabilecek riskleri büyük ölçüde ortadan kaldıracak.
ENDONEZYA İLE 48 UÇAKLIK DEV ANLAŞMA
Programın ilk ihracat müşterisi olan Endonezya, yaklaşık 10 milyar dolar değerinde 48 adet KAAN için anlaşma imzaladı. Paket; teknoloji transferi, eğitim ve gelecekte ortak üretim seçeneklerini kapsıyor.
Shay Gal, Endonezya ve diğer ülkelerin gösterdiği yoğun ilginin, Türkiye'nin savunma ihracatındaki konumunu güçlendirdiğini vurguluyor.
'TÜRKİYE KAAN'I İPTAL ETMEZ'
Shay Gal, KAAN programının hiçbir koşulda iptal edilmeyeceğini vurguluyor. Analiste göre, böyle bir adım İsrail'in 1980'lerde Lavi savaş uçağı projesini durdurarak yaşadığı stratejik geri çekilmeye benzer bir tablo oluşturur ve Ankara'nın bunu kabul etmesi mümkün değildir.
'Türkiye KAAN'ı iptal etmeyecek. Bu proje teknik olduğu kadar ideolojik ve stratejik bir sembol' değerlendirmesini yapan Gal, KAAN'ın Ankara için yalnızca bir savunma projesi değil, aynı zamanda bir prestij ve bağımsızlık göstergesi olduğunu ifade ediyor.