Ekonomi

Avrupa'nın 'refah' modeli çöktü çökecek! Yaşam maliyetleri tarihi zirvede!

Ekonomi - Enerji krizi, tedarik zincirinin bozulması gibi faktörlerden dolayı Avrupa'da fiyatlar tarihi seviyeler çıkmış durumda. Birçok ülkede kira artışı ciddi oranda yükselirken, dar gelirli kesimin üzerinde ağır bir yük bulunuyor.

Avrupa, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana inşa ettiği refah devleti anlayışının en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Artan yaşam maliyetleri, büyüyen bütçe açıkları, hızla yaşlanan nüfus ve küresel rekabetin sertleşmesi, kıtanın uzun yıllardır gurur duyduğu sosyal modelin sürdürülebilirliğini ciddi şekilde tartışmaya açmış durumda. Uzmanlara göre Avrupa'da zenginlik ve refahın dönüştüğü değil, önemli ölçüde tükendiği bir döneme girildi.

YAŞAM MALİYETLERİ TARİHİ ZİRVEDE

Son yıllarda enerji krizi, tedarik zinciri bozulmaları ve Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği ekonomik dalgalanmalar, Avrupa'da fiyatları tarihi seviyelere taşıdı. Almanya'dan Fransa'ya, Hollanda'dan İtalya'ya kadar birçok ülkede kira artışları çift hanelere yükselirken; gıda, ulaşım ve enerji faturaları dar gelirli kesimler üzerinde ağır bir yük oluşturuyor. Avrupa Birliği'nin lokomotifi kabul edilen Almanya'da dahi 'orta sınıfın eridiğine' dair raporlar sıklaşmış durumda.

BÜTÇE AÇIKLARI SOSYAL DEVLETİ ZORLUYOR

Avrupa ülkelerinin sosyal harcamaları, dünyanın en yüksek düzeyleri arasında yer alıyor. Ancak pandemi sonrası büyüyen kamu borçları ve vergi gelirlerindeki daralma, emeklilik ve sağlık sistemi gibi kritik sosyal hizmetlerin finansmanını sıkıntıya sokuyor. Fransa ve İtalya gibi ülkelerde emeklilik reformu protestoları son yıllarda milyonları sokağa dökerken, hükümetlerin sosyal harcamaları kısmaya yönelik planları toplumsal tansiyonu yükseltiyor.

Uzmanlar, mevcut sosyal devlet modelinin 20. yüzyıl koşullarına göre tasarlandığını ve bugün çok daha karmaşık hale gelen ekonomik yapıyla uyumsuzlaştığını belirtiyor. Artan bakım maliyetleri ve genç nüfusun azalması, emeklilik sistemlerini adeta kilitlemiş durumda.

EŞİTSİZLİK ARTIYOR

Ekonomik refahın simgesi olarak görülen Kuzey Avrupa ülkelerinde bile gelir dağılımı bozulmaya başladı. İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde düşük gelirli hane sayısı artarken, Almanya Federal İstatistik Ofisi son iki yılda ülke genelinde 'yoksullaşma riski' altında yaşayanların oranının belirgin şekilde yükseldiğini açıkladı.

Ekonomistler, Avrupa'nın bir dönem 'sonsuz' görünen refah üretme kapasitesinin teknoloji rekabeti, enerji bağımlılığı ve üretim maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle ciddi şekilde yıprandığını ifade ediyor. Çin, Güney Kore ve Hindistan gibi ülkelerin endüstride hızla öne çıkması Avrupa'nın küresel payını geriye çekiyor.

SİYASİ YANSIMALAR: AŞIRI SAĞ ARTIYOR

Ekonomik sıkışma, kıta genelinde siyasi dengeleri de alt üst etmiş durumda. Birçok ülkede aşırı sağ partilerin oy oranları son yılların en yüksek seviyelerine çıktı. Uzmanlar, ekonomik belirsizlik ve refah kaybının seçmenlerde 'güvenlik arayışı' yarattığını, bunun da radikal politik söylemlerin toplumda daha fazla taraftar bulmasına yol açtığını değerlendiriyor.

AVRUPA YENİ BİR MODEL ARIYOR

Avrupa Birliği, mevcut krizi yapısal sorunlara işaret eden bir dönüm noktası olarak görüyor. Dijital dönüşüm, yeşil ekonomi, üretim teşvikleri ve enerji bağımsızlığı gibi başlıklarda hazırlanan yeni stratejiler, kıtanın yeniden rekabet gücü kazanmasına odaklanıyor. Ancak bu planların hayata geçirilmesi için ciddi bütçelere ve güçlü siyasi iradeye ihtiyaç var.

Ekonomistler, Avrupa'nın refah devleti modelini tamamen kaybetmeyeceği görüşünde olsa da mevcut sistemin sürdürülebilir olması için köklü reformların kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor. Aksi halde 'Avrupa rüyası' olarak anılan refah düzeninin uzun vadede daha da zayıflayabileceği uyarısı yapılıyor.