İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, PKK'nın silah bırakma sürecine değinerek, 'Türkiye'nin terörsüz bölge hedefini destekliyoruz. İlkesel tutumumuz terörizmin nerede olursa olsun kınanmasıdır. Bir bölgede terörün varlığı diğer bölgelerde de güvensizliğe neden olur' dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği haftalık basın toplantısında ABD ile müzakereler, bölgesel gelişmeler ve İran'ın yürüttüğü diplomatik temaslara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bekayi, İran'ın bölge ülkeleriyle diyaloğu artırdığını belirterek, 'Dün eş zamanlı olarak Türkiye, Suudi Arabistan ve Güney Kore'den heyetleri ağırladık. Bu heyetlerle ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler üzerine görüşmeler gerçekleştirildi' ifadelerini kullandı.
'BÖLGE, SİYONİST REJİMİN TEHDİTLERİYLE KARŞI KARŞIYA'
Bölgesel ve uluslararası düzlemde önemli değişimlerin yaşandığını belirten Bekayi, 'Bölgemiz hala Siyonist rejimin tehditleriyle karşı karşıya. İşgal altındaki Filistin'de bu rejimin işlediği suçlar tüm şiddetiyle devam ediyor. Aynı zamanda Lübnan, Suriye ve bölgedeki diğer ülkelere yönelik savaş kışkırtıcılığı ve uluslararası hukukun ağır ihlalleri sürüyor. Lübnan'da ateşkes yüz binlerce kez ihlal edildi ve çok sayıda Lübnan vatandaşı suikast sonucu hayatını kaybetti. Gazze'de de ateşkes ihlalleri 600'e yaklaşmış durumda ve her ihlal masum insanların öldürülmesiyle sonuçlanıyor' dedi.
'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, İRAN'I ZİYARET EDECEK'
Türkiye ile ilişkilere değinen Bekayi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin (YDİK) 9'uncu toplantısı için Tahran'ı ziyaret edeceğini belirterek, 'Ziyarete dair koordinasyonlar devam ediyor. Ziyaret konusunda mutabakat sağlandı ve meslektaşlarım şu anda bu ziyaretin zamanlaması üzerine görüşmeler yürütüyor' diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN TERÖRSÜZ BÖLGE HEDEFİNİ DESTEKLİYORUZ'
Bekayi, PKK'nın silah bırakma sürecine değinerek, 'Türkiye'nin terörsüz bölge hedefini destekliyoruz. İlkesel tutumumuz terörizmin nerede olursa olsun kınanmasıdır. Bir bölgede terörün varlığı diğer bölgelerde de güvensizliğe neden olur. Bu yaklaşımın tüm bölgenin terörden arındırılmasına doğru genişletilmesi ve bu çerçevede, bölgesel iş birliği ve ilgili hükümetlerle farklı şekillerde terörle mücadele çalışmalarının sürdürülmesi gerekir. İran ve Türkiye bu konuda aynı anlayışı paylaşıyor' değerlendirmesinde bulundu.
İRAN-SUUDİ ARABİSTAN DİYALOĞUNDA SURİYE DOSYASI ÖN PLANDA
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısının Tahran ziyaretine değinen Bekayi, ziyaretin İran-Suudi Arabistan arasında 2 yıl önce başlayan normalleşme sürecinin devamı niteliğinde olduğunu belirterek, ziyaretin Suriye dosyası üzerine gerçekleştiğini ve görüşmelerin büyük bölümünün İran Dışişleri Bakanlığı'nın Suriye Özel Temsilcisi ile yapıldığını aktardı.
Gazze, Lübnan ve Suriye'deki krizlerin ortak bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurgulayan Bekayi, 'Bölge ülkeleri ile de Suriye hakkında düzenli temaslarımızı sürdürüyoruz. Suriye'nin güvenliği tüm bölge için hayati öneme sahiptir. Bölge ülkelerinin ortak kaygısı, Siyonist rejimin Suriye'ye yönelik saldırılarının sürmesi ve işgal altındaki bölgelerin son haftalarda İsrailli yetkililerin ziyaretleriyle daha da genişlemesidir' ifadelerini kullandı.
'SİYONİST REJİM, DOĞASI GEREĞİ KRİZ ÜRETEN BİR YAPIYA SAHİP'
Bölge için en büyük sorunun İsrail yayılmacılığı olduğunu belirten Bekayi, 'Bölge ülkeleriyle yaptığımız her görüşmede, İsrail rejiminin süregelen savaş kışkırtıcılığı ve işlediği suçlara yönelik ortak kaygılar gündeme geliyor. Bu, herkesin açıkça gördüğü temel bir meseledir. Aynı endişeler, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ve uluslararası toplumun da gündemindedir. Siyonist rejim, doğası gereği kriz üreten bir yapıya sahip olup çevresine ve tüm bölgeye sürekli kriz enjekte etmektedir' dedi.
'ANLAMLI BİR MÜZAKERE İÇİN HAKLARIN TANINMASI GEREKİR'
ABD ile nükleer müzakere konusuna da değinen Bekayi, Washington'un müzakereleri İran toplumuna baskı aracı olarak kullandığını belirterek, 'Bizim yaklaşımımız değişmedi. Anlamlı bir müzakere, tarafların birbirinin haklarını ve meşru kaygılarını tanımasıyla mümkündür. Üç Avrupa ülkesi ABD'nin baskısı altında nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmedi ve gerçekleştirdikleri eylemlerin müzakerelere hiçbir katkısı olmadı' ifadelerini kullandı.
ABD'nin nükleer denemelere yeniden başlayabileceğine yönelik açıklamaları da değerlendiren Bekayi, Washington'un uluslararası güvenliği tehdit eden politikalar yürüttüğünü savunarak, 'ABD'nin dünyayı güvensiz hale getiren eylemleri, Doğu Asya'daki silahlanma yarışını körüklemesi ve farklı ülkelere yönelik günlük tehditleri küresel ölçekte güvensizliği artırıyor. ABD, büyük bir kitle imha silahı envanterine sahip olmasına rağmen Orta Doğu'da nükleer silahlardan arındırılmış bir bölgenin oluşmasını engelleyen tek tarafı, yani İsrail'i görmezden geliyor. İsrail rejimi ise bölgedeki diğer ülkelere karşı soykırım ve saldırılar gerçekleştirmeye devam ediyor' şeklinde konuştu.