Alışveriş yaparken elimiz çoğu zaman farkında olmadan market raflarına uzanıyor. Ancak o rengarenk ambalajların arkasında, genellikle gözden kaçırdığımız küçük 'E' kodları yer alıyor.
Uzmanlara göre bu kodlar, aslında sağlığımızı doğrudan etkileyen katkı maddelerini temsil ediyor. Özellikle E250 (Sodyum Nitrit) ve E621 (Monosodyum Glutamat - MSG) gibi maddeler, dikkat edilmesi gereken en riskli bileşenler arasında gösteriliyor.
E250 SESSİZ TEHLİKE! İŞLENMİŞ ETLERDE GİZLİ RİSK...
E250, yani Sodyum Nitrit, genellikle salam, sucuk, sosis ve jambon gibi işlenmiş et ürünlerinde kullanılıyor. Üreticiler bu maddeyi, ürünün rengini korumak, raf ömrünü uzatmak ve zararlı bakterilerin oluşumunu önlemek için tercih ediyor.
Ancak bilimsel araştırmalar, nitritlerin yüksek ısıya maruz kaldığında nitrozamin adı verilen zararlı bileşiklere dönüşebileceğini ve bu bileşiklerin mide ile bağırsak kanseri riskini artırabileceğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, 'nitrit içeren işlenmiş etlerin sık tüketilmemesi gerektiğini' vurgularken, alışverişte etiket kontrolünün ihmal edilmemesi gerektiğini belirtiyor.
E621 (MSG) LEZZET VERİYOR AMA TARTIŞMALI
'Lezzet artırıcı' olarak bilinen Monosodyum Glutamat (E621), hazır çorbalardan cipslere, soslardan bulyonlara kadar birçok üründe bulunuyor. Tadı güçlendirmesiyle bilinse de, bazı kişilerde baş ağrısı, mide bulantısı, çarpıntı ve halsizlik gibi yan etkiler görülebiliyor.
Her ne kadar bazı gıda otoriteleri MSG'yi belirli dozlarda güvenli kabul etse de, uzun süreli ve yüksek miktarda tüketimin potansiyel etkileri hala tartışılıyor.
BU KODLARI GÖRÜRSENİZ DİKKATLİ OLUN!
Sağlıklı bir alışverişin en önemli adımı, ambalaj üzerindeki içerik bilgisini okumak.
Uzmanlar, özellikle şu katkı maddelerine karşı uyarıyor:
E250 - Sodyum Nitrit
E251 - Sodyum Nitrat
E621 - Monosodyum Glutamat (MSG)
Bu maddeler gıdalara renk, dayanıklılık veya aroma kazandırıyor olsa da, doğal ve katkısız alternatiflerin tercih edilmesi uzun vadede çok daha güvenli.